Kamera arkasında şiddet: Sanat dünyasında taciz tepkisi büyüyor

Sanat dünyasında birbiri ardına yayılan taciz iddiaları, fotoğrafçılık başta olmak üzere pek çok alanda ciddi bir sarsıntı yarattı. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan KızBaşına Vakıf Koordinatörü Elif Sena Çelikcan cezasızlığın ve failin yerine mağdurun suçlanmasının bu sistemi desteklediğini ifade ederek “Bir taciz ifşa (açığa vurma) edildiğinde devreye giren faili aklama dili; ‘yanlış anlaşılma olmuştur’, ‘kariyerini mahvetmeyelim’ gibi tutumlar aslında faillerin sistematik olarak korunduğunu gösteriyor” dedi. Çelikcan, kurumların alabilecekleri önlemleri de anlattı.

Son günlerde sosyal medyada paylaşılan mağdur anlatıları, sanat dünyasında taciz iddialarını ortaya çıkardı. Ünlü isimlerle tanışan kadınlar, sosyal medya hesapları üzerinden yaşadıkları taciz olaylarını paylaştı. Yapılan paylaşımların ardından ilk etapta 20’den fazla isim açığa vuruldu. İfşalar yalnızca fotoğrafçılıkta sınırlı kalmayarak; sinema, yayıncılık ve müzik gibi farklı alanlara da yayıldı.

‘FAİLLER KORUNUYOR’

KızBaşına Vakıf Koordinatörü Elif Sena Çelikcan, erkek egemen sistemin, pek çok alan gibi kültür-sanat sektöründe de kendisini gösterdiğini anlattı. Cumhuriyet'e konuşan Çelikcan, cezasızlığın ve failin yerine mağdurun suçlanmasının bu sistemi desteklediğini ifade ederek, “Bir taciz ifşa (açığa vurma) edildiğinde devreye giren faili aklama dili; ‘yanlış anlaşılma olmuştur’, ‘kariyerini mahvetmeyelim’ gibi tutumlar aslında faillerin sistematik olarak korunduğunu gösteriyor” diye konuştu.

‘KADIN BEYANI YETERLİ DEĞİL’

Mevcut sistemde kadınların yaşadıklarını dile getirmesinin kadınlar için zorlu süreçler doğurduğunu belirten Çelikcan, “Birçok mağdur; ‘bana inanmazlar’, ‘suçlu benmişim gibi gösterirler’, ‘kariyerim biter’ kaygılarıyla susmak zorunda bırakılıyor” dedi. Beraberinde, toplumda kadınların yaşadıklarını kanıtlamak için beyanlarının yeterli görülmediğini ancak erkek inkârlarının çoğunlukla kabul edildiğini vurgulayan Çelikcan, “Failin kim olduğuna dair toplumsal kabul de en büyük yanılgılardan birisi çünkü taciz ve şiddet yalnızca ‘kötü’ ya da ‘sapkın’ diye etiketlenen bir figürün değil, her sınıftan erkeğin işleyebildiği bir suçtur” ifadelerini kullandı.

‘DAYANIŞMA AĞLARI SÜRECİ KOLAYLAŞTIRIYOR’

Dayanışma ağlarının mağdurları merkeze alarak psikolojik ve hukuki destek sağladığını söyleyen Çelikcan, “İfşa sonrası en büyük risklerden biri olan hedef göstermeler karşısında da feminist dayanışma, mağdurun yalnız bırakılmadığını hissettiriyor. Böylece ifşa, zorlayıcı değil güçlendirici bir sürece dönüşüyor” dedi.

‘KURUMLAR ADIM ATMALI’

Kurumların tacizi önlemek için şeffaf düzenekler kurması gerektiğini belirten Çelikcan, “Bizce en temel adım, yazılı bir ‘Şiddet ve Taciz Karşıtı Politika’ oluşturmak ve bunu çalışma alanlarında görünür hale getirmek. Ayrıca kurumların mağdurun herhangi bir şekilde cezalandırılmayacağını güvence altına alması gerekir” dedi. Çelikcan, çalışanlara ve yöneticilere verilebilecek eğitimlerin de önemine dikkat çekerek, “Bireylerin, cinsel taciz tanımlarını, şahit olduklarında nasıl müdahale edebileceklerini ve rıza kültürünü öğrenmesi gerekir” dedi.

‘YASAL DÜZENLEMELER YETERSİZ’




kaydırmaya devam ederek gündemden son dakika ve magazin haberlerine havadiskolik.com üzerinden anında erişebilirsiniz ve bizi twitter hesabımızdan takip etmeyi unutmayın ! https://x.com/havadiskolik



Benzer Videolar