Incesu’da Manda Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam

Incesu'da Manda Yetiştiriciliği: Doğanın Kalbinde Bir Yaşam

Erciyes Dağı'nın eteklerinde, Kayseri'nin İncesu ilçesine bağlı Dokuzpınar Mahallesi'nde yaşayan halk, geçim kaynakları arasında manda yetiştiriciliğini de bulunduruyor. Bu bölgenin sakinleri, yıllık döngülerinde mandalarını yılın 9 ayı boyunca sazlık alanlarda, 3 ayı ise ahırda besleyerek, doğal yaşamla iç içe bir hayat sürüyorlar.

Her sabah saat 06.00'da, mahalle meydanında toplanan mandalar, deneyimli çoban Hasan Maya tarafından Hürmetçi Sazlığı'nda bulunan ve 'kara sazlık' olarak bilinen alana yönlendiriliyor. Bu alan, mandaların doğal yaşam alanı olmasının yanı sıra, çobanlık mesleğinin özünü de yansıtıyor.

Gün boyunca sazlıkta serinleyen mandalar, gün batmadan önce mahalledeki çamurlu gölde gün sonu banyosunu yapıyor. Temizlenmek üzere suya giren 600 manda, suya daldıklarında etraflarında oluşan toz bulutları ve suyun içinde keyifle yıkanmaları, izleyenleri büyülüyor. Özellikle sıcak Ağustos günlerinde, mandaların su içindeki görüntüleri, hem yerli hem de yabancı fotoğraf tutkunları için eşsiz bir manzara sunuyor.

Bir süre gölde serinledikten sonra, manda sürüsü, gölün diğer tarafında bekleyen sahipleri tarafından teslim alınarak sağım işlemi için ahırlarına geri dönüyor.

Kentte 7 yıldır çobanlık yapan Hasan Maya (36), mesleği hakkında şu şekilde konuşuyor: “Baba mesleğim olan çobanlığı 7 yıldır yapıyorum. İnsanlarla uğraşmaktansa hayvanlarla ilgilenmeyi daha çok seviyorum. Bu doğal ortam, ruhumu dinlendiriyor. Her sabah 06.00'da arazide yerimizi alıyoruz ve akşama kadar burada kalıyoruz. Yaz aylarında hava sıcak olduğu için mandaların suya ihtiyacı artıyor. Derileri kalın ve tüysüz olduğu için güneş altında parazit oluşumu riski taşıyor. Bu nedenle de daha fazla suya girmek istiyorlar. Akşam dönüşünde göle girip yıkandıktan sonra, evlerine sağım için dönüyorlar.”

Fotoğraf tutkunlarının mandaların banyosunu izlemek için göl kenarlarına akın ettiğini belirten çoban Maya, “Hayvanlar suya girerken bu manzarayı çekmek için buraya geliyorlar. Biz de elimizden geldiğince gelen fotoğraf tutkunlarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Atla şahlanma yaparak bu doğal anları daha da keyifli hale getiriyoruz.” diyerek, bu işin sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir sanat olduğunu vurguluyor.