DOLAR 32,2838 % 0.08
EURO 34,7640 % 0.2
STERLIN 40,6775 % 0.36
FRANG 35,5627 % 0.07
ALTIN 2.398,89 % 0,23
BITCOIN 61.264,00 -2.573
Editör Havadis TÜM YAZILARI

ATATÜRK VE KAHVE TUTKUSU

Yayınlanma Tarihi : Google News
ATATÜRK VE KAHVE TUTKUSU

Cumhuriyetin ilanının 99.yıl dönümünün kutlandığı bu özel günde, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anılarından birini yazmak istedik. Seçkin bir lider olan Atatürk sadece zekası, duruşu ve önderliğiyle değil yemek konusundaki zevkleriyle de kendine has bir inceliğe sahip. Türk kahvesine olan tutkusu bunu kanıtlar nitelikte. Kahve içmeden güne başlamayan Atatürk’ün, yakın dostlarından olan Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya” adlı eserinde, son kahve fincanının hikayesi anlatılıyor. Buyrun hikayemize başlayalım.

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk sadece liderliği ile değil seçkin özellikleri ve ince zevkleriyle de biliniyor. Hakkında yazılan anı kitaplarında Türk kahvesine olan düşkünlüğüne çokça yer verilmiş. Öyle ki, birçok fotoğrafında onu Türk kahvesi içerken görüyoruz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da seçici davranan Atatürk, kahveyi hep çaya tercih etmiş. Günde 15 fincan kahve içtiği söyleniyor. Deyim yerindeyse, tam bir kahve tiryakisiymiş.

Yazımızda yer vereceğimiz hikaye her ne kadar hüzünlü olsa da, Mustafa Kemal Atatürk’ten geriye kalan her anı manevi miras anlamını taşıyor. Bu nedenle onu anlamak, hatırlamak ve yaşatmak için anılarını bilmek ve anlatmak çok kıymetli.

Atatürk’ün son zamanlarında onu yalnız bırakmayan ve hep yanında olan dostlarından yazar Falih Rıfkı Atay, “Çankaya” adlı eserinde, Atamızın son kahve fincanı anısını anlatıyor.

Yazar eserinde anıyı şöyle aktarıyor:

“Gazi, 29 Ekim 1933 yani Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. Yılında hastaydı. Halsizliği gözle görülür bir hal almıştı. Sabahlara kadar süren sofra sohbetlerinin eski neşesi kalmamıştı. Hayatının hiçbir devresinde şikâyetçi olmamış bu sarışın adam gün be gün karşımızda eriyordu.”

7 Eylül 1938 tarihi, hastalığın ilerlediği zamanlardı. Atatürk’ün doktoru Prof. Dr. Fiessinger muayene bittikten sonra şöyle dedi:

“Ekselans, görüyorum ki, önerilerimi pek dikkate almıyorsunuz. Oysa sıhhatiniz her şeyden önemli. Sigarayı azaltmış olmanız çok memnuniyet verici ancak yanında lütfen kahve içmeyin. Şu anda sizin için bir fincan kahve bir kadeh alkolden daha tehlikeli. Lütfen kahve içme alışkanlığından vazgeçelim.”

“Tamam, Doktor, siz nasıl istiyorsanız öyle yapalım. Ama son kahvemi birlikte içmeyi teklif ediyorum size, ne dersiniz?”

Atatürk’ün hatırını kırmayan profesör, teklifi kabul eder. Daha sonra bir şekerli, bir de şekersiz kahve gelir. Bu Atatürk’ün hayattayken içtiği son kahvedir. Kahvesini içtikten sonra masaya bırakır. Doktor, ayrıldıktan sonra odaya manevi kızı olan Sabiha Gökçen girer. Ve Atatürk:

Gel Sabiha, gel çocuk. Sana bir sır vereceğim.

– Emredin efendim.

– Şu masanın üstündeki kahve fincanını görüyor musun?

– Evet, Efendim.

– İşte o benim içtiğim son kahve. Profesör Fiessinger kahve içmemi kati surette yasakladı.

Sabiha Gökçen masanın üstündeki fincanı alır ve odadan çıkar. Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, Atatürk’ün manevi kızı tam 65 yıl boyunca telvesiyle birlikte o kahve fincanını muhafaza ederek, manevi oğlu olan yazar Eriş Ülger’e hediye etmiş.

65 yıl boyunca telvesiyle birlikte özenle korunan kahve fincanı, çeşitli sergilerde yer almış.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.