Sendrom, kökeni ve durumu tam olarak bilinmeyen ruhsal bozukluklar olarak isimlendirilebilir. Sendroma sahip olan kişinin gündelik hayatını epeyce zora sokan durumlara yol açabilir.Teknoloji ve beraberinde tıp, günümüzde epeyce gelişmiş durumda …
Sendrom, kökeni ve durumu tam olarak bilinmeyen ruhsal bozukluklar olarak isimlendirilebilir. Sendroma sahip olan kişinin gündelik hayatını epey zora sokan durumlara yol açabilir.
Teknoloji ve beraberinde tıp, günümüzde epeyce gelişmiş durumda ve gelişmeye de devam ediyor. Bilim insanları, bundan elli yıl öncesinde yüzlerce kişinin vefatına sebep olan birçok hastalığa tedavi bulmuş haldeler.
Buna karşın, beynin karmaşıklığı ve birçok kısmının bilinmezliği sebebiyle beyin hala keşfedilmeyi bekleyen taraflarıyla dolu. Nöropsikiyatrik sendromlar da bu taraflardan biri. Dünyada ender olarak görülen ve hala neden olduğu konusunda net bulgular olmayan sendromlardan birkaçını sizler için derledik!
Fregoli Sendromu
Fregoli sendromu ruhsal hastalıkların en vahimidir. Bu sendrom birinci kere 1927 yılında genç bir bayanda görülmüştür. Bu bayan tiyatroda izlediği bir aktörün yüzünü herkeste görmeye başlamış ve bu aktörün onu daima takip ettiğini düşünmüştür. Bu hastalığa fregoli ismini veren kişi Leopoldo Frigolidir. Bu bayan sahnede bir sürü kılık değiştiriyormuş. Bahsettiğimiz bu sendroma birinci sahip olan bayan da bu aktörü izledikten sonra bu kanılara kapılmış. Yani fregoli sendromunda kişi ,bir kişinin yüzünü her yer de görür. Tanıdığı bir insan dahi olsa ona ziyan vereceğini düşünür. Fregoli sendromu binbir hız sendromu olarak da bilinir.
Yabancı El Sendromu
İki el birbiriyle çelişen davranışlar gösterir. Örnek verecek olursak, hastanın “yabancı” olan eli yemek yemek için kaşığı ağzına götürürken öbür el onu durdurmaya çalışabilir. Eller ortasında bir uğraş başlar. Güya iki eli, iki farklı beyin yönetmektedir. Bilinen bir tedavisi yoktur.
Yürüyen Ceset Sanrısı: Cotard Sendromu
Bu sendroma sahip bireyler yürüyen bir meyyit olduklarını, iç organlarını kaybettiklerini, bedenlerinin çürüdüğünü argüman ederler. Bu bozukluk 1880 yılında nörolog Cotard tarafından tanımlanmıştır. Kesin bir tedavisi olmamakla birlikte genelde psikoterapinin yanında ilaç tedavisi görülmektedir. Bu sendroma neyin sebep olduğu bilinmemektedir. 2008 yılında bildirilen bir hadise ise şöyledir: Ailesi tarafından hastaneye yatırılan 53 yaşında bir bayan, öldüğünü ve balık üzere koktuğunu söylemektedir. Ayrıyeten meyyit beşerlerle birlikte olmak için morga götürülmek istemiştir.
Apotemnofili: Beden Bütünlüğüne Ait Kimlik Bozukluğu
Bu bozukluğa sahip birey bedeninin sağlıklı kısımlarını kesmek yahut ziyan vermek için büyük bir istek duyar. Sendromun nedeninin çocukluk çağı travmaları ya da beynin beden algısıyla ilgili bozukluktan kaynakladığı konusunda belirsizlik var. Hekimlerin birden fazla istek üzerine uzuv kesmeyeceğinden kendileri, genelde internet üzerinden elektrikli testere ya da hekim yeminini hiçe sayan şahısları bulma uğraşı içine girmektedirler.
Likantropi Hastalığı
Yunanca kurt manasına gelen “lykos” ve adam manasına gelen “anthropos” sözlerinin birleşimi ile oluşmuştur. Hasta genelde kurda -nadiren öteki hayvanlara- dönüşebildiğine inanmaktadır. Bu hastalığa sahip şahısların hayvan üzere davrandığı ve ormanlarda saklandığı bilinmektedir.
Alice Mükemmeller Diyarında Sendromu
Kişinin, bedenini yahut objeleri gerçekte olduğundan daha büyük yahut daha küçük hissetmesidir. Yalnızca büyüklük ve küçüklük algısı olmamakla birlikte; sesleri gerçekte olduklarından daha sessiz yahut daha yüksek duyabilir, hakikat sürat yahut doku hissini kaybedebilirler. Bu sendroma neyin neden olduğu tam olarak bilinmemektedir.
Stendhal Sendromu
Stendhal Sendromu birebir vakitte “Sanat Hastalığı” ve “Sanat Zehirlenmesi” olarak da biliniyor. Bu sendromda birtakım insanların sanat yapıtlarına ağır bir halde maruz kalması sonucu süratli kalp atışı, anksiyete, baş karışıklığı, baş dönmesi yahut halüsinasyonlar deneyimlemesidir. Her ne kadar sanat yapıtlarına karşı ağır bir hassasiyet olsa da gün batımı üzere tabiat olaylarında da ortaya çıkabilir. Tedavi kişiseldir, psikoterapi ile birlikte uygulanır.
Ekbom Sendromu
Othello Sendromu
Kıskançlığın en patolojik halidir “Othello Sendromu”. Hastalığa ismini veren Othello, Shakespeare’in kıymetli yapıtının kahramanıdır ve kıskançlığı yüzünden hem karısını hem de kendisini öldürmüştür. Othello Sendromuna sahip bireylerde çok kıskançlık, aldatılma korkusu, ağır kısıtlama isteği ve şiddet eğilimi görülmektedir. Erkeklerde daha sık olmakla birlikte paranoid şizofreni, alkolizm ya da unsur bağımlılığı üzere nedenlerle ortaya çıkabilir. İlaç tedavisinin yanında psikoterapi önerilir.
Erotomani
“Karşılıksız Aşk Sendromu” yahut “Eros Hastalığı” olarak bilinir. Hastaların, diğerlerinin onlara aşık olduğuna dair kuvvetli bir inançları vardır. Karşı tarafın kendisini çok sevdiğine ve kendisiyle zımnî bir bağlantı kurduğunu argüman ederler. Karşı taraf açıkça “hayır” dese bile bu, erotomaniye sahip birisi için zımnî bir bildiri demektir. Gerçeği kabullenemezler. Hasta olduklarını kabul etmedikleri için genelde yakınları tedavi arayışına girerler.
Munchausen Sendromu
“Hastane Bağımlılığı” ya da “Hastalık Hastalığı” olarak da bilinir. Bu hastalığa sahip şahıslar sempati kazanmak gayesiyle önemli bir hastalıkları olduğunu sav ederler. Bazen ileri giderek bedenlerine ziyan bile verebilirler. Hasta geçmişinde çok fazla hastaneye yatma hikayesi vardır. Temelinde çocuklukta yaşanan istismardan ötürü ilgi görmek emeliyle hastaneye gittikleri bilinmektedir. Tedavi için kesinlikle psikoterapi gereklidir.
Stockholm Sendromu
Hiç bir insanın onu kaçıran şahsa ya da ona ziyan vermek isteyen birine ileride hayranlık hissettiğini duydunuz mu? Örnekler üzerinden gidelim; birçok insan dizi ya da sinemalarda ki berbat karakterlere ilgi duyar mesela Batman yeterli bir sinema karakteridir Joker ise berbattır ancak günümüzde Batmandan daha çok Joker konuşulmaktadır hatta Jokeri örnek alıp ya da kendini Joker sanıp insanları öldürenler bile vardır. Yani aslında Stockholm sendromu günümüzde çok yaygındır.
Kısaca bahsedelim; Bankaya soygun yapmaya giren adam içerideki insanları rehin alır ancak hiçbir halde onlara ziyan vermez. Kısa müddet sonra polis gelir soyguncunun dışarı çıkmasını ister fakat rehineler adamı salmaz yani kısa müddet içinde rehineler onları alıkoyan birine hayranlık duymuşlardır.
Diyojen Sendromu
Bu sendrom ekseriyetle yalnız yaşayan ve ileri yaştaki bireyler de görülür. Bu hastalığa sahip olan kişi hiçbir şeyi atamaz daima biriktirir. Dizide ki iki kız kardeşte her ne kadar OKB hastalığı varsa da bunun yanında bir de diyojen sendromu vardır.
Paris Sendromu
Atmosferi, insanları, sanatı, mimari yapısı üzere birçok sebeple idealize edilmiş bir Avrupa kenti olan Paris, birçok insanın gidilmesi gereken yerler listesinde tahminen de en baştadır. Bu sebeple birtakım beşerler, Paris’e büyük bir beklentiyle gidebilirler. Beklentilerine karşılık bulamamanın verdiği derin kederden ötürü ise Paris sendromu denilen rahatsızlığı yaşayabiliyorlar.
Kültürleriyle dünya genelinden epeyce farklı olan Japonlar ise Paris sendromundan en çok etkilenenler ortasında. Her yıl 20’ye yakın Japon bu sendromdan etkileniyor hatta o denli ki Japonya’da Paris dayanak çizgisi bile var.
Couvade Sendromu
Hamilelik süreci yaşayan anne adaylarında hem fizikî hem de duygusal birçok değişim gözlenir. Baba adaylarında ise fizikî tesirler gözlemlenmese de duygusal değişimler birlikte yaşanabilir. Ama bu durumun biraz abartılması ve hatta eşiyle bir arada kusma, aşerme, bulantı üzere fizikî hamilelik belirtilerini yaşaması durumuna ise Couvade Sendromu yahut Sempatik Gebelik ismi veriliyor.
Couvade Sendromu birinci olarak 17. yüzyılda French Basque tarafından tanımlanmıştır. Çoklukla doğumla birlikte semptomların geçmesi sebebiyle öbür sendromlar üzere bir hastalık olarak nitelendirilmiyor ve ileri hadiseler haricinde tedaviye muhtaçlık duyulmuyor.
İnsandan hayvana dönüşme hastalığı: Öküz Sendromu
Öküz sendromuna sahip bireyler kendilerini büyükbaş hayvan olarak hissederler. Çıplak biçimde emekleyerek yürüme, otlanma, kendisini hangi hayvan olarak görüyorsa onun sesini çıkarma üzere davranışları gösterebilirler.
Ender görülen bir rahatsızlık olduğu için ferdi olaylar yoluyla bulgu elde edilmeye çalışılıyor. Ancak porfiria, frengi, felç üzere hastalıkların neden olabileceği düşünülüyor. Tedavi prosedürü olarak ise günümüzde hipnoz kullanılıyor.