
Çin, koronavirüs politikasındaki değişiklikleri sürdürüyor.
Asya ülkesinde hastalık belirtisi göstermeyen vakalarla ilgili karar alındı.
Bu vakaların bildirilmeyeceği, yalnızca hastalık belirtisi gösteren “doğrulanmış” vakalar ile ölüm, hasta ve iyileşen sayılarının günlük olarak duyurulacağı açıklandı.
Belirti göstermeyen vakalarla ilgili karar
Ulusal Sağlık Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, koronavirüs tedbirlerinde yeni yaklaşımın duyurulmasının ardından PCR testlerinin zorunlu olmaktan çıktığı, belirti göstermeyen vakaların çoğunun test yaptırmadığı, bu durumun da vaka sayılarını kesin olarak takip etmeyi olanaksız hale getirdiği belirtildi.
Çin, diğer ülkelerden farklı olarak, yalnızca hastalık belirtisi gösteren vakaları “doğrulanmış” kabul ediyor, test sonucu pozitif olan fakat hastalık belirtisi göstermeyen vakaları genel toplama dahil etmeden, ayrı açıklıyordu.
Son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren vaka sayısı
Komisyon, bugünkü günlük duyurusunda, Çin ana karasında son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 2 bin 291 vaka tespit edildiğini bildirdi.
Duyuruda hastalık belirtisi göstermeyen vakalara yer verilmezken virüse bağlı can kaybı olmadığı, 3 bin 357 hastanın ise iyileştiği kaydedildi.
Sıkı tedbirlerde geri adım
Devlet Konseyi’ne bağlı Müşterek Salgın Koruma ve Kontrol Mekanizması, 7 Aralık’ta koronavirüs tedbirlerinin uygulanmasında yeni yaklaşımları duyurmuş, geniş çaplı kapanma, merkezi karantina, toplu testler ve seyahat kısıtlamalarının terk edileceğini bildirmişti.
Çin’in ‘sıfır vaka’ uygulaması
AA’nın haberine göre, yeni yaklaşım, Çin’in “sıfır vaka” olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerinde değişime gideceğinin en güçlü işareti olmuştu.
Karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması gibi katı ve geniş ölçekli tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyordu.
Çoğu ülke virüsle belirli bir uyum içinde yaşamaya, hayatın akışını ve ekonomik faaliyetleri aksatacak kontrol tedbirlerinden kaçınmaya yönelik stratejileri benimserken, Çin’de salgının başından beri başvurulan kısıtlayıcı tedbirler sürdürülüyordu.