TÜRK-İŞ Genel Lideri Ergün Atalay, Sakarya’da Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş.’de (TÜRASAŞ) çalışanlarla bir ortaya geldi.
Atalay, burada seçim, vergi, taşeron, Togg, yerli ve ulusal tren üzere konulara değinerek açıklamalarda bulundu.
Atalay, Türkiye’nin birinci sefer ürettiği yerli ve ulusal trenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldığını söyledi.
“Milli tren, Togg ve TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldı”
Üretilen ulusal trenin Togg ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi, yerli ve ulusal üretim TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldığını aktaran Atalay şu tabirleri kullandı:
Bu fabrika birinci sefer bu ülkede ulusal bir yerli tren yaptı, lisansı bize ilişkin. Bu Togg’un gölgesinde kaldı, TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldı. Onlar da üstün işler, emeği olanlardan Allah razı olsun. Lakin biz bu fabrikada yani işte anlatmakta zorlandık, anlatamadık. İşte ulusal, lisansı bize ilişkin birinci trenimiz bu. Vatan bizim, burada yaşıyoruz. Vatan yoksa parti yok, sendika yok. Hanım yok, çocuk yok, konut yok, parayı yiyemezsiniz hiçbir yerde. Kime istiyorsanız oy verin, umurumda değil benim. Lakin ben teröre karşı arama arayı koymaya devam ederim. PKK bu ülkenin düşmanı. FETÖ bu ülkenin düşmanı. Sizin düşmanınız, benim düşmanım, alemin düşmanı. Artık burada Adapazarı’nda seçim yapıyorsunuz. Ben bugüne kadar ne bir üyeliğim var ne bir delegeliğim var. Ben sendikacıyım, emekçiyim ben. Türkiye’nin tapusunu versen ne bakan olurum, ne siyasetçi olurum. Lakin bu ülkede herkese eşit muamele yapmak lazım, herkese adil davranmak lazım. Ben şöyle ayırıyorum; sağcı yahut solcu hepsi benim. Sağcı da benim, solcu da benim. Adam vatan haini olmasın da, bayrakla bir sorunu olmasın, kuralla bir sorunu olmasın, ne istiyorsa onu yapsın. Hiç sorun yok.
“2023 yılında taşeron sorununu bu ülkeden silmek gerekiyor”
Yapmak istedikleri hakkında konuşan Atalay şöyle konuştu:
Ben bu ülkede personelin, emeklinin, memurun ve işsizin hukukunu korumak mecburiyetindeyim. Daha kıymetlisi ülkemin hukukunu korumak mecburiyetindeyim. Korurken de diyorlar ki vakit zaman; ‘TÜRK-İŞ lideri diyorlar bir yerde olması lazım.’ TÜRK-İŞ Lideri bir yerde aslında, çalışanın yanında, Türkiye’nin yanında, hiç ötesi yok. Bu fabrikada anlattım iki sorunumuz var. Bir tanesi vergiyi bir sabitlemek gerekiyor. Bunun sürdürülebilir bir iş olmadığını ben de biliyorum, ülkeyi yönetenler de biliyor. Ben taşeronu sabah akşam konuşuyorum. İktidarı, muhalefeti yeni konuşuyor. 6 aydır konuşsaydınız da bitirseydik ne olurdu ki? Yeni konuşuyoruz. Birinci fırsatta 2023 yılında taşeron problemini bu ülkeden silmek gerekiyor. İsmi bir defa berbat. Taşeron, ne taşeronu ya? Terör örgütüne taşeron diyorlar. Ben bu lafı da hiç sevmiyorum. Bu çatının altında artık ben fiyatları biliyorum. Artık yeni kontrat yaptık. Taşeronla ortamızda yüzde 70 fark var. Bizim eski emekçinin ortasında yüzde 60 fark var. Yani iki tane işim var önümdeki günlerde; bir vergiyi sabitlemek, bir tanesi de bu taşeron sorununu ülke gündeminden eksiksiz silmek.
“Amerika benim seçimime karışmasın”
“Şiddet lisanından, nefret lisanından vazgeçmek lazım. Pazartesi günü seçim bitecek, herkes işte birlikte çalışacağız” diyen Atalay şöyle devam etti:
Siyasiler bizi o denli geriyor ki yarın bu imkanı bize vermezler. Pazartesi günü buraya geleceğiz, oraya gideceğiz, daima bir arada bu ülkenin bize gereksinimi var. Dün sabah havaalanına indim, Temel Karamollaoğlu da orada yanımda tam mescide gireceğim. Ona da anlattım. Hepimiz siyaha siyah, beyaza beyaz, doğruya gerçek, yanlışa yanlış demek mecburiyetindeyiz. O denli bir noktadayız ki adam diyor ki, ‘Biden gelsin Biden’a oy veririm ben’ diyor. Öbürü diyor ki ‘Putin’e’. Yazıklar olsun size. Amerika benim seçimime karışmasın, Fransa karışmasın, İngiltere karışmasın, Almanya karışmasın, terör örgütleri karışmasın. Seçimi siz yapın, seçimi biz yapalım, seçimi bu ülkede yaşayanlar yapsın. Onlar bizim işimize karışmasın. Onlar bizle ilgili bu ülkede dünyada hiç iyi bir iş yapmadılar. Emperyalistler, Amerika bu ülkenin en büyük düşmanı. Tırlarla silah taşımaya devam ediyor, para vermeye devam ediyor, akıl vermeye devam ediyor. Onun için seçimi biz yapalım. Zira yarın pazartesi günü bu tezgahın başında birlikte çalışacağız, tıpkı masada bir arada yemek yiyeceğiz. Kötülerle ortamıza ara koymazsak, bu âlâ kötüyü ayırmazsak bunlar bizi linç etmeye devam ederler. Bunlar bizi bölmeye devam ederler.
“Daha güzelini kim yapıyorsa onunla da övünürüm, ona da dua ederim”
Yerli ve ulusal üretilen her teknolojiyle övündüğünü belirten Atalay açıklamasını şu biçimde sürdürdü:
Yerlilik 17.3’tü. Artık ben Altay’la da övünüyorum, bu trenle de övünüyorum, Togg’la da övünüyorum, gemiyle de övünüyorum, İHA’yla da övünüyorum. Daha uygununu kim yapıyorsa onunla da övünürüm, ona da dua ederim. Seçim bitti sonraki sabah herkes işine bakacak, ülkeye sahip çıkacağız. Yani kimsenin provokatörlük yapmasına fırsat vermeyeceğiz. Kim geliyorsa bizim seçtiğimiz bizim başımızın üstüne. O denli yapacağız, mazerete fırsat vermeyeceğiz. Bu da benim size arkadaş, abi, lider nasihatim. Sandık olarak istediğiniz yere gidin, tekrarlıyorum yanlış anlaşılmasın diye lakin pazartesi günü bir arada yaşayacağız, hastaneye bir arada gideceğiz, cenazeye birlikte taşıyacağız.