Türkiye 28 Mayıs’ta ikinci sefer sandığa gidecek.
Bu kapsamda seçim çalışmaları tekrardan başlarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ağır çalışmalarına İstanbul’da devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim çalışmalarını sürdürürken bir yandan da ziyaretlerini gerçekleştiriyor.
Bu kapsamda ziyaretlerini sürdüren Erdoğan Türkiye’nin birinci çağdaş ve sanat müzesi İstanbul Modern’inin yeni binasını ziyaret etti.
Erdoğan, İstanbul Modern’de açıklamalarda bulunarak,“Gençlerimize büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz.” sözlerini kullandı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın satır başlıkları şu biçimde:
Gençlerimizin bayramı olan 19 Mayıs, mensubu olmaktan gurur duyduğumuz aziz milletimizin işgal teşebbüsleri karşısında direniş azminin sembolü, hürriyet aşkının en güçlü nişanesidir. Bu tarih, esarete karşı özgürlüğün, yılgınlığa karşı umudun, Anadolu’nun dört bir köşesinden yükselmeye başladığı bir dönüm noktasıdır.
Tüm yokluklara ve imkânsızlıklara karşın vatanımızı işgalden kurtaran 19 Mayıs ruhunu yaşatmaya, gelecek jenerasyonlara aktarmaya devam edeceğiz. Gaz
Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz evlatlarımıza, üzerinde gururla yaşayabilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı da zati uzun müddettir yürütüyoruz. Her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüyerek ulusal gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar hududuna getirmek bunun hazırlığıdır. İstihdamı, ihracatı, turizmi, 3 kat, 5 kat, 10 kat artırmak bunun hazırlığıydı. Hedeflediğimiz büyük şahlanışı gerçekleştirebilmemiz için muhtaçlığımız olan ne varsa hepsini tek tek tamamlayarak ülkemizi bugünlere hazırladık. İnşallah önümüzdeki devirde çok daha güçlü, çok daha kararlı bir halde kalkınma atılımlarımızı sürdüreceğiz.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü 85 milyon olarak daima birlikte ülkemize ve milletimize3 yakışır bir özgüvenle kutlayacağız.
Cumhuriyet tarihi boyunca kelamı en çok edilip de icraatı en az yapılan işlerin başında kültür sanat geliyor. Bizden evvelki medeniyetlerin mirası olarak devraldığımız pahaları bir kenara bırakırsak, maalesef özgün kültür sanat eserleri ortaya çıkarmada uzunca bir müddet dilek ettiğimiz arayı kat edemedik.
Bunun için hiç uzağa gitmeye gerek yok. Hepimizin içinde yaşadığı İstanbul’un son bir asırdaki serencamını şöyle bir gözden geçirmek dahi bu hakikati ispatlamaya kafidir. İBB Başkanlığı misyonunu devraldığımız günleri hatırlıyorum. Bu kentte Osmanlı devrinden kalma kültür sanat yapıtlarının birden fazla ya tahrip edilmiş ya görmezden gelinmişti.
Cumhuriyet devrinde yapılan 3-5 eser ise kentin ne potansiyelini taşıyabilecek ne de gereksinimlerini karşılayabilecek durumdaydı. Biz belediye başkanlığı devrimizde yalnızca kentin su, paklık, ulaşım, etraf ve öbür problemlerini çözmekle kalmadık, tıpkı vakitte İstanbul’a güçlü bir kültür sanat altyapısı kazandıracak birinci adımları da attık. Bunlardan en kıymetlisi Haliç Kongre Merkezi’dir. Haliç Kongre Merkezi’nin durumunu, etrafını İstanbullular pek düzgün bilir. Orası mezbahahanelerin olduğu yerdi. Mezbahanelerin olduğu yeri şu anda Haliç Kongre Merkezi’ne dönüştürdük. Bunu dönüştürürken de bir taraftan o kokulardan geçilmeyen Haliç’i bugünkü hale getirdik.
AYRINTILAR GELİYOR…