‘Kaygısızlar’da canlandırdığı ‘Eleman’ karakteriyle tanınan tiyatro sanatkarı Yalçın Avşar, sanat seyahatini ve hakkındaki bilinmeyenlerini anlattı.
Komedi dizisi ‘Kaygısızlar’ kendi devrinin en çok izlenen üretimlerinden biriydi. Çabucak çabucak her karakterin fenomen olduğu üretimde, platonik aşık ‘Eleman’ rolünü oynayan Yalçın Avşar’dı. 1966’da Erzincan’dan ailesiyle İstanbul’a göç eden, Cihangir’de bir kapıcı dairesinde büyüyen oyuncu ile hayatıyla ilgili bilinmeyenleri anlattı.
Çocuk yaşlarda oyunculuğa adım atan Yalçın Avşar’ın birinci sineması ise gösterildikten 30 yıl sonra Altın Portakal kazanan ‘Yusuf ile Kenan’. Avşar, “Ömer Kavur ile Onat Kutlar, ‘Yusuf ile Kenan’ sineması için çocuk oyuncu bulmak için Türkbank Çocuk Tiyatrosu’na geldi. Cem Davran, ağabeyim Şevket Avşar’ı ve beni seçtiler. Beyazperde ile tanışmam ise bu sinemayla oldu” tabirlerini kullandı.
‘Eleman’ diye tanıyanlar var’
58 yaşındaki oyuncu, “Hâlâ sokakta beni ‘Eleman’ diye tanıyanlar var. Şaşırıyorum. Aslında ‘Eleman’ değil de ismimle anılmak beni mesleğime daha bağlıyor. Karakterle anılmak müellifin ve direktörün başarısıdır. Kendi ismimle anılmak da benim başarımdır. Aslında ikisi de at başı sarfiyat özünde ikisinin de hakkını yemeyelim” dedi.
Set anılarından da bahseden Yalçın Avşar, kelamlarını şöyle sürdürdü: 1987’de Ümit Besen’in birinci sineması ‘Islak Mendil’i çekiyorduk. Tiyatrodan geldiğim için Ümit Besen’e yardım ediyordum. Kendisi çok alçak gönüllüydü, yardımcı olmamı isterdi. Bir tokat sahnesi vardı sinemada. Hava soğuk, hava eksi 5 derece. Cankurtaran’da Erol Taş’ın kahvehanesinin orada çekiyoruz sineması. Direktör Osman F. Seden’di. Osman Ağabey, sahne öncesinde ‘Sıyırtarak atacak tokadı, sen tokadı al, düş’ dedi. Ümit Besen’e de ‘Osmanlı tokadı üzere vur, kalkamasın yerden’ demiş. Bir vurdu yerdeyim. 5 parmağının izi çıktı yüzümde. Su birikintisinin içine düştüm. Osman Ağabey de bağırıyor: ‘Süper oldu oğlum, sakın bozma!’
‘Başımı yere vurunca sahiden de bayılmışım’
‘Yusuf ile Kenan’ sinemasında de bıçaklandığım bir sahne vardı. Bıçaklanıp, yere düşecektim. Direktör Ömer Kavur, “Dümdüz düş. Sakın elini yere koyma. Tek seferde çekeceğiz” dedi. Bıçak saplanıyor bir adım geriye atıyorum, oysa bir çukur varmış ardımda. Ayağımı attım boşa geldi ve sahiden de düştüm. Ömer Ağabey de birebir halde: ‘Oğlum çok hoş oldu sakın bozma!’ Başımı yere vurunca hakikaten de bayılmışım.
Habertürk’ün haberine nazaran, ‘Yusuf ile Kenan’ sinemasının kendisi için Avrupa kapısını açtığını tabir eden Yalçın Avşar, hipofiz bezi geriliği nedeniyle gördüğü tedaviyi de anlattı: ‘Yusuf ile Kenan’ sinemasının manzara direktörü Güneş Karabuda, İsveçli eşi Barbro Karabuda ile evlenerek oraya yerleşti. Güneş Karabuda, eşiyle Zülfü Livaneli’nin ‘Arafat’ta Bir Çocuk’ kitabından uyarladıkları ‘Kara Kafalılar’ TV sinemasını çekmeye karar verdi. Beni de başrolde oynattılar.
‘Gangster tedavimi üstlendi’
15-16 yaşında yaşında olmama karşın 7 yaşında bir çocuğu canlandırmam İsveçli eski bir gangster olan Tore Karte’nin dikkatini çekmiş ve tedavimi üstlenmeye karar vermiş. Tore Karte, tekraren hata işlemiş tövbekar bir gangster. Karte yaptığı yanlışların akabinde bir hayır vakfı kurmuş. Hormon ilaçlarımı sağladı ve onun sayesinde 20 santimetre uzunluk attım. 130 santimetre olan boyum, 3-4 yıl içerisinde 150 santimetreye kadar çıktı. Sonrasında kendisiyle hiç görüşme fırsatım olmadı. Aslında ilerleyen yaşımı göstermemin nedeni de hipofiz bezi geriliğidir.
