Japonlar genç ve güzel kalmalarını sağlıklı bir yaşam tarzına borçlu hiç şüphesiz… Genel kanıya göre, genetik bir faktör olsa da yemek yeme kültürlerinden, fiziksel aktivitelere kadar oldukça özenliler… Tükettikleri besinler ve yararlı alışkanları sayesinde 10 ila 20 yaş genç gösterebiliyorlar. Bu konuda istikrarlı olmaları da ne kadar disiplinli olduklarını gösteriyor. Son zamanlarda güzellik sektöründe öne çıkan ürünleriyle kendilerinden söz ettiren Japonlar, adeta gençlik iksirini bulmuşçasına merak uyandırıyor. İşte Japon usulüyle genç kalmanın ve güzelleşmenin sırları…
Japonların bize göre sır olan güzellik tüyoları onlara göre doğal bir yaşam tarzı aslında… Rutinlerinde yer alan fiziksel alışkanlıkları, yemek yeme kültürleri, meşhur yüz masajları ve daha nice sağlıklı yaşam formülleri bir gün değil, bir ömür uyguluyorlar.
Genç kalabilmek için uygulayıcısı oldukları her alışkanlık, dünyayı kendisine hayran bırakıyor. Özellikle son yıllarda popüler kozmetik ürünleriyle de dikkat çeken Japonya, özel bakım ritüelleriyle kadınların ilgi odağı oldu.
Örnek olarak, Japon kadınların ciltleri ‘porselen’ olarak tanımlanır. Genel olarak vücutları sıkı ve selülitsizdir. İstisnalar olmakla birlikte, çoğunlukla sağlıklı vücut yapıları ve ciltleriyle ön plana çıkarlar. Bu noktada hangi besinleri tükettikleri önemli. Çünkü sır tam da burada saklı! O halde Japon usulü güzelleşme listemize başlayalım.
SU TERAPİSİ
Yaşam kaynağımız olan su, sağlığımız için hayati önem taşıyor. İnsan vücudunun yaklaşık olarak yüzde 75’inin su olduğunu düşünürsek, değerini de anlamış oluruz. Zira Japonlar, suyu düzenli aralıklarla tükettikleri için pamuk gibi yumuşacık ve ışıl ışıl parlayan bir cilde sahipler… Uyguladıkları su terapisi de pek çok hastalığın şifa bulmasında etkili şüphesiz… Sağlıklı ve sıkı bir vücuda, pürüzsüz bir cilde sahip olabilmek için rutin olarak uyguladıkları su terapisi, tüketilen öğünler ile su alımının zamanlamasını ayarlamayı gerektiriyor.
Sabahları uyanır uyanmaz aç karnına 160 ml su içtikten yaklaşık 45 dakika sonra kahvaltı öğününüze başlayabilirsiniz. Günün diğer öğünlerinde ise, yemeklerden en az 30 dakika önce su tüketin ve öğle – akşam yemeklerinden sonra 2 saat su içmeden bekleyin. İşte japonların su terapisi bu kadar basit.
Kişinin sağlık durumuna göre değişse de bazı araştırmalar, su tedavisinin genel olarak kabızlığa, yüksek tansiyona, diyabete, mide rahatsızlıklarına, kansere ve daha pek çok rahatsızlığın tedavisinde olumlu etkiler görüldüğünü söylüyor. Sadece düzenli olarak su içme alışkanlığını kazanmak bile vücudun daha canlı ve daha dinç kalmasını sağlıyor.
YOSUN MASKESİ
Cilt bakımına önem veren Japon kadınlar, ciltteki parlaklığı gidermek ve sivilceleri kapatmak için pudra ve fondöten yerine yosun maskesini tercih ediyor. Japonya’da yaygın olarak kullanılan deniz yosunu, cilt bakımı için maske şeklinde kullanılıyor. İçerdiği C vitamini, omega-3 yağ asitleri ve iyodin sayesinde cildi korumasıyla bilinen yosun maskeleri, cildi ölü hücrelerden arındırıyor ve daha genç bir cilt vadediyor.
Daha parlak ve nemli bir cilt için; 1/4 çay bardağı deniz yosunu tozunu ılık suya katın. Biraz zeytinyağı ilave ettikten sonra karıştırarak yüzünüze sürebilirsiniz. Yaklaşık 15 dakika beklettikten sonra ılık suda durulayın.
PİRİNÇ SUYU VE MASKESİ
Japonlar, saç ve cilt bakımında en çok tercih ettikleri pirinç suyu ile öne çıkıyor. Dünyada pirincin en çok tüketildiği yer Japonya olunca, güzellik sektörü de bundan nasibini almış. Japon kadınların sıklıkla cilt temizliği için tercih ettiği pirinç suyu ile bembeyaz pamuk gibi parlak bir cilde sahip oluyorsunuz.
Denemek isteyenler için: 1 su bardağı suyun içine bir avuç pirinç atın. 15 ila 30 dakika kadar beklemede bıraktıktan sonra suyu süzerek pirinci boşaltın. Süzdüğünüz suyu, cilt temizliğinde haftada 1 ya da 2 kez kullanabilirsiniz. Saç bakımında kullanmak isteyenler ise, şampuanlama bittikten sonra durulama aşamasında pirinç suyu kullanabilirler. Düzenli aralıklarla kullandığınızda saçlarınızın yumuşadığını göreceksiniz.
YEMEK KÜLTÜRLERİ
Japonların yemek kültürü sanılanın aksine sadece suşiden ibaret değil. Sofralarında en çok yer verdikleri besinler; balık, soya, yosun, pirinç, sebze ve meyve. Bir de yeşil çayla araları çok iyi! Düzenli aralıklarla küçük porsiyonlarla beslenen Japonlar, yemeklerin tazeliğine de önem veriyor.
Deniz ürünlerini oldukça seviyorlar. Ekmek yerine pirinç tercih ediyorlar. Yemeklerini genellikle ızgarada ya da buharda pişiriyorlar. En önemli öğünleri ise, kahvaltı. Tabii kahvaltı deyince bizim aklımıza zeytin, peynir geliyor ancak Japonlarda durum biraz farklı. Kahvaltı sofraları çeşit açısından oldukça zengin. Pirinç ve yeşil çay olmazsa olmazları! Balık, soya, deniz yosunu, omlet, miso çorbası kahvaltıda en çok tercih ettikleri besinler. Çeşit çok olsa da küçük porsiyonlarla tükettikleri için vücutları incecik ve sağlıklı.
Pirinç onlar için su kadar önemli. Hal böyle olunca pirincin tatlısı da oluyor. Her öğünde yer alan pirinç, bu defa tatlı olarak karşımızda! Japonların geleneksel tatlısı olarak bilinen sakuramochi, pirinç toplarından oluşuyor. İçerisinde kırmızı fasulye ezmesi, pirinç, şeker ve su bulunuyor. Pirinç topları kiraz yapraklarına sarılarak servis ediliyor.
Öyle ki pirinçten dondurma bile yapıyorlar. Bol yağlı, şekerli tatlı kültürleri olmayan Japonların nasıl bu kadar sağlıklı kalabildiklerini anlamak mümkün.
KAMELYA YAĞI
Japon kadınların saç ve cilt bakımında en çok tercih ettiklerin güzellik sırlarından biri de; kamelya yağı… Coco Chanel’e ilham veren çiçek olarak bilinen kamelya çiçeğinin yağı, Japonya’nın geleneksel bakım ürünü olmuş.
Bu açıdan geniş bir kullanım alanı olan kamelya yağı; saçları uzatmak, cildi güzelleştirmek için tercih ediliyor. Saçlar için doğal bir nemlendirici vazifesi gören bu yağ aynı zamanda yemeklere de tat vermesi için kullanılıyor.
