DOLAR 32,5889 % 0.35
EURO 34,7978 % 0.17
STERLIN 40,6424 % 0.1
FRANG 35,8743 % 0.75
ALTIN 2.499,76 % 0,61
BITCOIN 2.112.218 4.904
Editör Havadis TÜM YAZILARI

ATATÜRK VE ÇOCUK ÖZLEMİ… ANISINA SAYGIYLA…

Yayınlanma Tarihi : Google News
ATATÜRK VE ÇOCUK ÖZLEMİ… ANISINA SAYGIYLA…

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84’üncü yıl dönümünde onu anılarıyla yaşatmak istedik. Savaşlar ve büyük mücadelelerle geçen ömründe hiç şüphesiz özel hayatına dair az bilinen pek çok anısı olmuştu Atamızın… Bunların arasında çocuk özlemi çektiğine dair bir anısı da vardı. Yakın arkadaşlarından Süleyman Asaf İlbay’ın kitabında kaleme aldığı satırlar, Atatürk’ün çocuk hasretini ve çocuklara duyduğu sevgiyi daha iyi anlamamızı sağlıyor. Az bilinen bu özel anıyı sizler için hazırladık. Vedasının 84’üncü yılında, Atatürk’ü saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile evlat edindiği, okuttuğu manevi çocuklarıyla yaşadığı çocuk sevgisini anlayabilsekte, öz çocuğu olmasını isteyip istemediğine dair çok fazla bilgiyle karşılaşmadık.

Atatürk’ün özel hayatına dair anılarını kaleme alan çocukluk arkadaşlarından Süleyman Asaf İlbay’ın ‘Mustafa Kemal’le 45 Yıl’ kitabı sayesinde, Ata’nın çocuk özlemi duyduğuna ilişkin bilgi sahibi olduk. Selanik’te başlayan ve uzun yıllar devam eden bu dostluk, Atatürk’ü daha yakından tanımamızı sağladı.

İşte Gazi’nin yakın arkadaşı Süleyman Asaf İlbay’ın ‘Çocukluk Arkadaşım Atatürk Mustafa Kemal’le 45 Yıl’ isimli kitabından aktardığı o özel anı…

“Bir çocuğum olsaydı…”

Orman Çiftliğinde bir gece…

Sofrada Neşet Ömer, Asaf İlbay ve diğer konuklar bulunuyor. Günün konuları üzerinde istişare ediyorlar. Sohbette güncel ve çok önemli konular ele alınırken, özel ve kişisel konular da konuşuluyor.

Atatürk, bakışlarını Neşet Ömer Bey’e çevirerek:

“Bir çocuğum olsaydı çok büyük bir sevinç duyacaktım. Milletime, benden sonra benim neslimden bir evlat bırakmayı çok isterdim. Profesör, bunun çaresi yok mudur?” 

Neşet Ömer Bey gülümseyerek, Asaf İlbay’ın eşi söz alıyor:

“Paşam, bir değil; birkaç evladınız olmalıydı. Belki birisi bir nebze size benzerdi. Çünkü Paşam, size benzemek o kadar güç ki!…” 

Bu söz üzerine hiçbir kelam etmeyen Mustafa Kemal’in gözleri, uzaklara, derinlere dalmıştı.

Bir başka gün… Bir balo gecesi…

Atatürk’ün masası her zamanki gibi renkli ve kalabalık… Balonun konukları aileleriyle birlikte bu masanın önünden geçerken Ata’ya saygı ve sevgilerini sunuyorlar.

Ve Gazi biraz sonra Asaf İlbay’ı ve eşini fark ediyor… Masasına davet ediyor…

Asaf İlbay aktarıyor:

“Ben de eşim ve kızımı takdim ettim. Paşa ayağa kalktı. Bize yer göstermek lütfunda bulundu. Oturduk. Kızım Bedia’ya baktı, sonra adını, yaşını sordu kızımdan. On altı yaşında olduğunu söyledim.”

Atatürk çevresindekilere dönerek:

“Asaf ile aynı mahallenin çocuğuyuz, belki de aynı yaştayız… Demek ben de vaktiyle evlenmiş olsaydım, on altı yaşında çocuğum olacaktı!..” 

Çok duygulandığı görülen Mustafa Kemal’in gözleri nemlenmişti…

Eşim ayağa kalktı: “Paşam, bütün millet sizin çocuklarınız!..” dedi.

Gazi, cevap verdi: “Doğru… İşte ben de bununla teselli buluyorum… Evet, milletim sağ olsun…” 

“Belki benim çocuğum olmadığında bir hikmet vardır. Çok sevdiğim tayımın ölümünden o kadar müteessir olmuştum ki, günlerce acısını unutamadım. Yemek yiyemedim… Ya çocuğumu kaybetmiş olsaydım, ne olurdum bilemem!..”

Mustafa Kemal Atatürk’ün en özel duygularına şahitlik ettiğimiz bu anıyı, çocuklara gösterdiği özeni ve sevgiyi en güzel şekilde aktardığı cümlelerle noktalayalım.

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”

“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.”

“Her çocuğun doyasıya yaşaması gereken 23 Nisan, Türkiye’nin tek ulusal bayramıdır.”

“Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler.”

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”

“Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.”

“Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.”