DOLAR 32,5947 % 0.33
EURO 34,8187 % 0.19
STERLIN 40,3660 % -0.61
FRANG 35,7867 % 0.5
ALTIN 2.500,82 % 0,66
BITCOIN 2.121.240 2.416
Editör Havadis TÜM YAZILARI

ANTİK MISIR’IN GİZEMLİ KUTUSU: PİRAMİTLER

Yayınlanma Tarihi : Google News
ANTİK MISIR’IN GİZEMLİ KUTUSU: PİRAMİTLER

Antik çağın en büyük uygarlıklarından biri olan Mısır, gizemli tarihi ve bıraktığı kültür mirasıyla hala açılmayı bekleyen bir kutu gibi… Bunlardan biri de Mısır piramitleri… Dönemin firavunları için yapıldığı söylenen bu görkemli yapılar, içerisinde birçok gizemi barındırıyor. Binlerce tondaki ağır taşların nasıl taşındığı, inşasının nasıl tamamlandığı, içlerinde gerçekten ne olduğu bilim insanları tarafından günümüzde de araştırılmaya devam ediyor. Yazımızda, piramitlerin sırlı dünyasını sizler için açtık. Keyifle okumanızı dileriz.

7000 yıllık medeniyete sahip olan Antik Mısır, güçlü ve zengin tarihiyle, günümüze bıraktığı kültür mirası olan sanat yapılarıyla öne çıkıyor. Gücünü Nil Nehri’nden alan Mısır Uygarlığı, tarımsal üretimi ve ticari faaliyetleriyle döneminin çok ötesinde bir medeniyet olmayı başarıyor.

Yazıyı kullanan ilk uygarlıklardan biri olmasıyla birlikte, bilim ve teknoloji alanında o dönemin şartlarıyla gösterdiği başarı, akıl almaz nitelikte… Tıp, mimari ve astronomi alanındaki keşifleriyle öne çıkan Mısır, günümüz bilim dünyasının anlamaya çalıştığı gizemli bir kutu gibi…

Mısır dediğimizde, akla ilk olarak piramitler geliyor. Dünyanın yedi harikasından biri olan Keops piramidi ve diğer piramitler; Kefren, Mikerinos öne çıkanlar arasında yer alıyor. Uzmanların araştırmalarına göre, Mısır’daki toplam piramit sayısının 140 kadar olduğu tespit edilmiş.

Mısır Piramitleri, Gize’de yer alıyor. Gize’de bulunan en eski ve en büyük piramit ise, Keops. Adını dünyanın yedi harikasına yazdıran bu piramit, 146 metre yüksekliğinde…

Yapılan araştırmalara göre, Gize piramitlerinin inşası 20 yıl sürmüş ve yapımında 200.000 işçinin çalıştığı varsayılıyor. Teknolojinin olmadığı bir dönemde, insan gücünün kaldıramayacağı yükte, binlerce ton ağırlığındaki taşların nasıl taşındığı da merak edilen konular arasında bulunuyor.

KEOPS

Aklın sınırlarını zorlayan ve harika mühendisliğe sahip olan bu yapıların, nasıl yapıldığı yüzyıllardır merak konusu… Örnek olarak; Keops piramidinin yapımında, yaklaşık 2 milyon 360 bin kireç taşı kullanıldığı, kütlesinin 5.9 milyon ton olduğu tespit edilmiş.

Bilim insanlarının hesaplamalarına göre, Keops Piramidi aynı zamanda dünyanın merkezi noktasını oluşturuyor. Bir diğer özelliği ise, taban çevresinin yüksekliğinin iki katına bölünmesinin Pi Sayısı’nı veriyor olması…

Temeli tam bir kare biçimde olan piramidin yapımında, granit ve kireçtaşı kullanılmıştır. Piramidin en üst kısmında yer alan odaya ‘kraliçe / kral odası’ isimleri verilmiştir. Mısır firavunu Khufu’nun adını alan piramit, anıt mezar olarak inşa edilmiştir.

Keops’u ayrıcalıklı kılan bir diğer özellik ise, dünyadaki en uzun piramit olmasıdır. 146,7 metre yüksekliğe sahip olan bu yapının, 4000 yıldır yükseklik rekoru kırılamamış.
İngiliz matematikçi John Taylor’ın yaptığı araştırmalara göre, Keops piramidinin yüksekliği 1 milyarla çarpılınca, Dünya ile Güneş arasındaki mesafe bulunmaktadır. Güneş saati olarak kullanılan piramitlerin yere düşürdüğü gölgeler yılın uzunluğunu ve mevsimleri belirlemektedir.

Keops ve diğer piramitlerin sırlarından biri de; açık yaranın piramidin içerisinde hızlıca iyileştiği ve içerisindeki kirli suyun birkaç gün sonra temizlendiği yönündedir.

KEFREN

Kefren piramidi ise, Keops’tan sonraki en yüksek uzunluktaki pramit olarak biliniyor. Giza bölgesinde bulunan bu piramit 136,40 metre yüksekliğinde, diğer iki piramidin tam ortasında bulunuyor. Bilinen en önemli özelliği ise, en üst kısmında bulunan koruyucu kaplamanın bozulmadan günümüze kadar gelmesidir.

Yüksek bir zemine oturtulduğu için Keops piramidinden daha büyük gözüken Kefren, konumu itibariyle de merkezi bir noktada bulunuyor. Firavun Kefren’in oğlu Mikerinos’un yaptırdığı söylenen bu piramidin koridorlarında Kefren’e ait 23 heykel bulunmuştur. Heykellerden biri Mısır Müzesi’nde sergilenmektedir.

Piramidin en üst kısmında bulunan koruyucu taşın ağırlığı 36 ton olarak bilinmektedir. Bilim dünyası, bu ağırlıktaki bir taşın hangi mekanizma ile yerleştirildiği konusunu hala araştırmaktadır.

Kefren Piramidi’nin içerisinde iki koridor bulunmakla birlikte, piramidin en altında kral odası, en üst kısımda kraliçe odası vardır. Piramidin batı yönünde vadi tapınağına inen bir geçit bulunur. Bu vadi tapınağının yakınında büyük Giza Sfenksi yer almaktadır.

GİZA SFENKSİ

Dünyanın en büyük taş heykeli olarak bilinen Giza Sfenksi, 73.5 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir.

Mısır mitolojisine göre, kutsal sayılan bu heykelin, firavun mezarlarını ve piramitleri koruması amacıyla yapıldığı rivayet edilmektedir. Sfenkslerin en ünlüsü olan bu heykel, aslan gövdeli insan başlı olarak bilinen efsanevi bir yaratık şeklinde firavunu tasvir etmiştir.

Antik Mısır mitolojisine göre, aslanlar güneş ile bağlantıları nedeniyle kutsal bir hayvan olarak kabul edilmektedir. Sfenksin yüzü doğuya dönüktür. Bunun nedeni sabah güneş doğar doğmaz Güneş Tanrısı RA’yı görmesi içindir. Mısır firavunu’na benzetilen sfenksin yüzünün Kefren’e ait olduğu düşünülmektedir.

MİKERİNOS

Keops ve Kefren’den sonra gelen en küçük piramit ise, Mikerinos olarak biliniyor. Yüksekliği 66,5 metre olan piramidi diğer iki piramitten farklı kılan özellik, defin odasının en aşağıya yapılmasıdır.

Kral Mikerinos zamanında yapımına başlanan heykelin inşası devam ederken kral öldüğü için oğlu Shepseskaf tarafından tamamlandığı bilinmektedir. Piramidin içerisinde defin odasına gelmeden önce bir oda daha bulunmaktadır. Bu odada Mısır kralı Mikerinos’a ait kişisel eşyalar, bronz aynalar, av malzemeleri vardır. Defin odasında ise kralın kapaksız lahdi ve içinde ağaçtan mumyalanmış tabutu yer almaktadır.

Piramidin giriş kısmındaki duvarlarda ise, firavunun ölüm tarihi yazılıdır. Firavunun isminin kırmızı toprak boyasıyla yazıldığı görülmektedir.

Gizemi hala tam olarak çözülemeyen, bilim ve zekanın bir araya gelerek ortaya çıkardığı harika mühendisliğin eseri olan piramitlerin hiç bilinmeyen şaşırtıcı nitelikteki diğer özelliklerini de sizler için sıraladık. İşte onlardan bazıları:

Piramitler kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, doğduğu ve tahta çıktığı günler olmak üzere yılda iki defa güneş girmektedir.

Kirletilmiş su, birkaç gün Piramit’in içine bırakıldığında; suyu arıtılmış olarak buluyorsunuz.

Kesik ve yanık şeklindeki yaralar, piramidin içinde daha hızlı iyileşiyor.

Bitkiler piramidin içerisinde daha çabuk büyüyor.

Piramitlerin içine koyulan süt, bir süre sonra hiç bozulmadan yoğurt haline geliyor.

Mumyaları ilk bulan 12 bilim insanı, mumyalardaki radyoaktif maddeden dolayı kanserden ölmüştür.

Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilen piramitlerin nasıl taşındığı ve getirildiği araştırılmaktadır.

Gize’deki üç piramit aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre oranı, 3: 4 :5 şeklindedir.

Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor.

Giza Piramitlerinin geometrik ve gözlemsel ilkelere dayalı bir plana göre yapıldığı ve bu planın da doğrudan astronomik gözlemlere dayandığı ileri sürülmektedir.