15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Lideri olan İsmail Kahraman, “15 Temmuz darbe teşebbüsü değildir, Türkiye’nin işgal teşebbüsüdür” görüşünü savundu.
Kurban Bayramı tatili için memleketi Rize’nin İkizdere ilçesi Tulumpınar köyüne gelen eski TBMM Lideri İsmail Kahraman, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile ilgili Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu.
Kahraman, “15 Temmuz darbe teşebbüsü değildir, Türkiye’nin işgal teşebbüsüdür. Bunun bilinmesinde çok büyük yarar var. Toplumun ileride daha uyanık olmasını ve hazırlıklı olmasını, bu tip hareketlerin reddedilmesini sağlar. 15 Temmuz gecesi ben çocuğumla birlikte Meclis başkanlığı konutundaydım. Saat 21.30’u biraz geçiyordu. Bir uçak F-16 geçti, güya çatıyı yaladı üzere geçti. Pencereden baktık uçak gördüm, hareketlenmeler ve tank gördüm. Televizyonu açtım İstanbul’da Boğaz Köprüsü’ne yani şimdiki ismiyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne tank geliyor. Ve dedim ki eyvah darbe oluyor” diye konuştu.
“Türkiye’nin büyümesini istemezler”
Daha evvelki darbeleri hatırlatan Kahraman, kelamlarına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin yükünün ne kadar ağır olduğunu gördüler, bir daha darbeye teşebbüs etmezler diye düşündüm. Ancak dışarısı bırakmıyor. Türkiye ne vakit ayağa kalkacaksa çabucak önüne geçiyor ve darbe oluyor. 1960, 71 ve 80’de bu türlü olmuştur. Türkiye’nin uçuşa geçişini önlerler. Darbe ve şahıslar değişiyor ancak senaryo birebirdir. ‘Türkiye batıyor, Türkiye’de yolsuzluklar var, baştaki adamlar diktatör’ bu türlü propaganda edilir. Toplum hazırlanır. Bizim de bu 15 Temmuz hadisesinde bir hazırlanma evresi oldu lakin ‘biz güçlüyüz’ diye zannederek düğmeye bastılar ve harekete geçtiler. Tabi ki bütün darbelerin, teşebbüslerin temelinde dışarısı vardır. Amerika’sı vardır, İngiltere’si vardır, Rusya’sı vardır. Türkiye’nin büyümesini istemezler. Burada da yeniden hayli bir güç vardı.”
“Emniyet Müdürüm 36 kalaşnikof getirdi”
Darbe olduğunu anladığında Meclis’i açmaya karar verdiğini anlatan Kahraman, şu sözleri kullandı:
“Meclis’i açmam gerektiğine karar verdim. Meclis’teki başkanlık divanında 2-3 partinin küme lider vekilini davet ettim. Divanı o denli kurdum. Sonra bir AK Parti’li, bir CHP’liye kelam verdim. Bir de hükümetten olan birisine kelam verdim. Bir bütünlük meydana geldi. Partilerin ayrımı ortadan kalktı. Temelden bir bütün olduğumuz anlaşılmış oldu. Toplamda 10 tane MHP’li, 16 tane CHP’li, 81 tane de AK Parti’li vardı. 107’dir ve bunun 18’i bayandır. Bayanların çok bahadır olduğunu o akşam gördüm. Meclis’e 3 tane bomba attılar. F-16 savaş uçağı büyük tahrip gücü olan bomba. Biri ön bahçeye düştü, biri art bahçeye düştü. Biri de başbakanın odası vardır genel konseye 20 metre aralıkta, oraya düştü. Yani salise geçse genel heyetin ortasına inecek. İçerdeki 107 kişi bunu 300 yahut 250 diye sayabiliriz, eski milletvekillerinden gelen de oldu, muhafazalardan olan, Meclis’in içerisinde büyük bir zayiat olurdu. Bomba atıldıktan sonra masaların üzeri toz doldu. Parmağınızı uzatıyorsunuz toz. Tahrip gücü çok yüksek ancak tekrarı olmadı. Biz o vakit aşağıya indik. Sığınağa indik. Sığınak evvelce yapılmış. Sığınağın çıkış yeri Genelkurmay’a çıkıyor. Evvelce o denli yapmışlar. Tam yerine gidiyoruz. Sığınaktayken biri dedi ki; ‘Ne yapalım’? Ben, Meclis Emniyet Müdürü ve benim müdafaa amirim üçümüz aşağıda mevzi seçtik. Birinci mevzi, ikinci mevzi, üçüncü mevzi. Çekile çekile geliyoruz. En son üst tarafımız kapalı, geriye da geçemiyoruz. Emniyet müdürünü İçişleri Bakanlığı’na gönderdim. Oradan tüfek alacak. 36 tane Kalaşnikof getirdi. Arkadaşlarda silahı olan var. Helikopter geldi, aşağı inecekler. Dikmen kapısından girecekler. Aşağıdan bizimkiler, üstten askerler silahlı çatışma oldu. 1 polis biraz ağır yaralandı. 9 tane orada yaralanan polis var. Başkaları hafifti.”
“Gazi Meclis Başkanıyım”
“O akşam bir imtihan akşamıydı ve Allah bizi bir badireden kurtardı” diyen Kahraman, kelamlarını şöyle noktaladı: