DEVA Partisi önderi Ali Babacan, “6’lı masa dağılmıyor. Biz Deva Partisi olarak sonuna kadar masadayız” diye konuştu. Aday konusunda da konuşan Babacan, “Acele etmek riskli olur” dedi.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, evvelki gün İstanbul Büyükada’da ilçe merkezinin açılışını yaptı. 6’lı masaya ait konuşan Babacan, “Biz Deva Partisi olarak sonuna kadar masadayız” dedi.
Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Babacan şunları söyledi:
– Hükümet sık sık bir iddiayı seslendiriyor. 6’lı masa dağılıyor mu?
Tabii ki hayır. 6’lı masa dağılmıyor. Biz Deva Partisi olarak sonuna kadar masadayız.
– Altı partinin bugünlerde en kıymetli gündemi nedir?
Altı partinin birinci anlaştığı mevzu parlamenter sisteme geçiş. Biz de geçiş süreci yol haritası üzerine çalışıyoruz. Parlamenter sisteme geçerken Türkiye nasıl yönetilecek? Parti olarak tam sayfa bir gündem çıkardık. Artık her parti bunun üzerine çalışıyor. Bu çalışmalarda farklı farklı modeller ortaya çıkacak. Sonra tek bir modele indireceğiz.
– Bu çalışmanın özü nedir?
Bize nazaran işin ideolojisi şöyle olmalı. Madem parlamenter sistemin üzerinde anlaştık, bu sistemin ruhuna uygun idare biçimi olmalı. De facto bir parlamenter sistem olmalı. Evet, anayasa cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler vermiş durumda. Lakin seçimlerden evvel bu geçiş sürecinin yol haritasında hepimiz mutabık kalırsak yazılı bir doküman haline getirirsek ve tüm parti liderleri artı dışarıdan gelen aday da bu dokümanı imzalarsa o vakit bu siyasi taahhüt haline gelir.
– Bu mutabakat sizin için çok mu kıymetli? Ne kadar müddette bu yol haritası hazır olacak? Hayır diyen var mı?
Çok kritik bir husus. Anayasa geniş alan tanımış, biz bu alanı daraltacağız ve güçler ayrımını, istikrar denetim düzeneklerini kuracağız. Geçiş süreci yol haritası üzerinde mutabık kalınmadan ittifaktan bahsetmenin de hakikat olmayacağını söyledik. Ortak adayın neye nazaran hareket edeceği çok kıymetli. Biraz vakit alacak. Zira çok ayrıntı ve alternatif var. Hayır diyen yok.
– 6’lı masa hangi hususlarda mutabakata vardı?
Ekonomide üç hususta mutabakata vardık. Çalışma bitti. 13 Haziran’da açıklayacağız. Biri Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Ekonomik ve Toplumsal Konsey’in canlandırılması ve Stratejik Planlama Kurumu’nun kurulması. Bunun için süreksiz heyet kurduk. Bizden İbrahim Çanakçı, CHP’den Faik Öztrak, Uygun Parti’den Durmuş Yılmaz var. Devlet yapısını bilen arkadaşlarımız. Ülke için uzun vadeli strateji belirleyecek, kaliteli bir insan gücüne sahip, trendleri bilen Türkiye’nin hangi alanda nelere odaklanması gerektiğini çalışacak bir kurum olacak.
– Altı parti olarak aday belirleme konusunda geç kalmıyor musunuz?
Kamuoyunda merak var. Hükümet tarafından baskı var, haydi açıklayın diye. Ancak kendi ortamızda tüm partiler bu hususta rahatız. Tez etmenin yararlı olmayacağını düşünüyoruz. Bugün çabucak konuşmamız gereken bir husus olmadığı konusunda tutarlıyız. Öbür türlü çok riskli olur. Mesela Vatikan’daki üzere artık kapansak beyaz duman çıkana kadar çalışsak, bir ortak aday belirlesek, ben telaşlıyım. Zira temel siyasetlerde ortak telaffuz oluşmadıktan sonra ortak aday belirlemek risk. Cumhurbaşkanı adayı belirlendiği anda ona her şeyi soracaklar. Projektörler altı partiden adaya dönecek. O aday hangi soruya, nasıl karşılık verecek. “Ben bilmem altı parti bilir” mi diyecek yoksa kendi dağarcığıyla mı yanıt verecek.
– İktisadın durumunu nasıl görüyorsunuz? Kriz derinleşiyor mu?
Finans topluluğu da bunu çok soruyor. Bu orta ağır bir trafik var. Görüşme trafiğimiz. İki üç hafta kadar evvel 100’e yakın fon yöneticisi ile bir ortaya geldik. Toplantı yaptık dijital ortamda. 9 trilyon dolar yöneten en büyük fon gelecek bu hafta. Fonlarla görüşmelerimizde geçen yılki sorular AKP’yi yakından tanıdığım için hükümet ne yapar, ne yapmazdı. Şu anda artık büsbütün siz ne yapacaksınız, diye soruyorlar. Bir değişim olacağı görülüyor. Projektörler hükümetin beklenen yapacaklarından bizim yapacaklarımıza çevrilmiş durumda. 2002’de ben bunu yaşamıştım. Üçlü koalisyonu kimse sormuyordu bizim ne yapacağımızı soruyordu.
– Türkiye’yi dolaşıyorsunuz. Vatandaşın yaklaşımı ne?
Önceki gün İskenderun’daydık. Pazarda sıkıntı yürüdük. Vatandaş çeyrek karpuz almış, onu gösteriyor. Feryat ediyor, kurtarın bizi, diyor. Umudumuz iktisat çok berbata gitmeden, bir çöküş yaşanmadan iktidarın değişmesi.