Mahmut Gürcan: Eğer faiz arttırsaydık insanlar borçlarını ödeyemezdi

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi’nce İstanbul Güngören’de düzenlenen  “Ekonomi Buluşmaları” toplantısına Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan da katıldı.

Gürcan yaptığı konuşmada Rusya ve Ukrayna ile yaşanan dış ticaret ve turizm hakkında bilgi vererek “Rusya’ya olan ihracatta pozitif bir iyileşme görüldü. Ukrayna’ya ihracatın da sınırlı olmasını bekliyoruz.” dedi.

“Turizmde salgın öncesi seviyeleri göreceğiz”

Türkiye’nin dünya turizmindeki  yerinin giderek büyüdüğünü dile getiren Gürcan, “Turizmde pazar çeşitliliğine sahibiz. Özellikle Rusya ve Ukrayna dışındaki ülkelerden çok sayıda ziyaret bekliyoruz. 2022’de turizm gelirinin 35 milyarlara ulaşarak salgın öncesi seviyelere ulaşmasını bekliyoruz. Rusya ve Ukrayna savaşının turizm üzerindeki etkisinin sınırlı olmasını bekliyoruz.

Ekonomik veriler iyi

Enerji hariç cari dengede iyileşme devam ediyor. Türkiye’de kamu borcu pek çok ülkeden pozitif ayrışma göstermektedir. Dünyada enflasyon da hızlı bir şekilde artmakta.

Enflasyonu düşürmeye kararlıyız

Enflasyon küresel bir sorun. Küresel emtia fiyatları, tedarik zincirindeki sorunlar, döviz kuru gelişmeleri ve fiyatlamalardaki bozulmanın  neticesinde artan enflasyonu düşürmekte kararlıyız.” şeklinde konuştu.

“Geçmişte bize dayatılan politika faizinin enflasyonun üzerinde olması gerektiği yönündeydi”

Merkez Bankası’nca belirlenen politika faizi ile ilgili görüşlerini de dile getiren Gürcan,  “Türkiye 165 ülke arasında negatif faiz veren ülkelerden birisi. Özellikle belirtmek istiyorum. Geçmişte bize öğrenilen ve dayatılan Türkiye’deki politika faizinin enflasyonun üzerinde olması gerektiği yönündeydi. Sürekli Türkiye’ye bir dayatma vardı. Ama baktığımızda dünya ülkelerinde şu anda 165 ülke arasında 130 ülkede negatif faiz veriliyor. Sadece 35 ülkede faiz oranları enflasyonun üzerinde. Geri kalan 130 ülkede enflasyonun altında faiz veriliyor.” dedi.

“Faiz artışı olsaydı iflaslar artar, krediler ödenemez ve işsizlik çoğalırdı”

Gürcan burada yaptığı konuşmada “Eğer ki faiz artışı olsaydı, şirketlerin artan finansman giderlerini, kârlılığın ve öz sermayenin erimesini, şirket kapanmalarını ve diğer şirketlere ve bankalara borçların ödeyememelerini, iflaslarla işten çıkmalarını çok rahatlıkla, bundan önceki gördüğümüz krizlerde olduğu gibi burada da görebilirdik. Yine aynı şekilde bankaların kaynak maliyetlerindeki artışı, şirket kapamalarından dolayı kredilerini geri alamamalarını, sorunlu kredilerdeki artışı, kredi verme iştahındaki azalmayı da görecektik. Birey ve toplumda istihdamda olanaklarının azalmasını, işsizliğin arttığını görecektik. Finansman borçlarını ödeyememe, iş yerlerinin kapanmasından dolayı işsizliğin artışını ve gelir dağılımındaki bozulmayı, toplumsal huzurunun da bozulduğunu görebilirdik.” ifadelerini kullandı.

“Faizin artışı cari açığı artırır”

Faizin artmasının genel ekonomideki etkisine de değinen Gürcan, görüşünü “Türk Lirası’nın değer kazancıyla, ihracatın azalmasını, ithalatın artmasını, cari açığının da buna göre arttığını görecektik. İhracatta düşük faiz politikası çok önemli. Düşük faiz yatırımı arttırıyor. Yüksek faizde yatırımcının iştahı azalıyor.” diyerek dile getirdi.

kaynak