İlk aklını başına toplayan İsveç oldu. İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, İsveç’in “Türkiye’nin endişelerini çok ciddiye aldığını… Amaçlarının bu meseleleri en kısa zamanda çözmek olduğunu” söyledi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de pazartesi günü yaptığı açıklamada, İsveç hükümetinin, “gelecekteki NATO üyeliğinin yükümlülüklerini yerine getirmek kapsamında Türkiye’nin endişelerini gidermeye hazır olduğunu belirtmesinden memnun olduğunu ” söyledi.
Andersson, İsveç’in bu konuda iki somut adım atacağını söylüyor:
- 1 Temmuz’da terörle mücadele yasasını değiştirecek
- Silah ihracatına ilişkin yasal çerçevesini yeniden düzenleyecek
Tahmin ettiğiniz gibi birincisi terör örgütü PKK, ikincisi de Türkiye’ye uyguladıkları silah ambargosu ile ilgili.
Pratikte gerçekten bir şeyler yapacaklar mı? İzleyeceğiz ve göreceğiz. Bizim taleplerimizi karşılamıyorsa vetomuz devam edecek.
Stoltenberg de “Bunlar, Türkiye’nin dile getirdiği endişelerin giderilmesi için atılmış iki önemli adımdır.” dedi. (Bu arada Turkey yerine Türkiye sözcüğünü kullandığını, “NATO’da hiç kimsenin Türkiye kadar teröre maruz kalmadığını” belirttiğini, ayrıca ““Yunanistan’a, pişmanlığa neden olacak hayaller, eylemler ve beyanlardan kaçınması uyarısında bulunuyorum.” dediğini de takdirle hatırlayalım)
Peki, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, Finlandiya’da yayın yapan Helsinki Sanomat gazetesine verdiği röportajda ne demişti?
“Bu konuyu Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel olarak gündeme getirmek, dış politikada açık bir taktik hatadır. NATO ortaklarımızdan güçlü tepkiler alınmasına şaşmamalı.”
İnsan bir an düşünüyor böyle “dost” varken, düşmana ne gerek var?
Yakında Finlandiya da benzer adımlar atarsa hiç şaşırmamalı. Neyse ki Çeviköz CHP’nin danışmanı, Finlandiya başbakanının değil.
Demek ki neymiş? Sonuç almak istiyorsan diklenmeden dik duracakmışsın…
Bizim muhalefet bize dikleniyor ama dışarıya karşı dik duramıyor.
Yargılayacağız! Kaçacaklar! Elimizden kurtulamayacaklar!
Kimler? Adaları silahlandıran Yunanlılar mı?
Kandil’in haydutları mı?
Hayır, ülkeyi 20 yıldır yönetenler…
Ülkeyi yönetenler 13 Haziran’da yeni bir “suç” işlediler.
Hem de ne büyük bir suç…
Önce bakalım yabancılar ne diyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023’ün ilk çeyreğine kadar 10 milyon metreküp doğal gaz sağlanmasına imkân verecek Karadeniz’deki doğal gazın işletilmesine yönelik girişimi pazartesi günü resmi olarak başlattı. (…) Erdoğan, İstanbul’un yaklaşık 400 km doğusunda, Karadeniz’e kıyısı bulunan Zonguldak’ın Filyos limanından deniz altından geçecek ilk doğal gaz boru hattı için ilk borunun indirilmesine çevrimiçi dâhil oldu.” (Fransa, AFP, 14.06.2022)
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Gaz Sahasından günlük on milyon metreküp doğal gazın 2023 yılının ilk çeyreğinden başlayarak milli iletim sistemine iletileceğini söyledi. 2026’da Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimin zirveye ulaşması bekleniyor. (…) Türkiye kıyılarının 150 kilometre açıklarındaki bulunan saha, ülkenin şu ana dek keşfettiği en büyük doğal gaz sahası.” (Bir Çin haber ajansı)
Yani Türkiye en büyük sorunu olan enerji bağımlılığını kırma konusunda radikal ve somut bir adım atıyor. Yabancılar objektif bir şekilde haberi veriyorlar.
Peki, bizim muhalefet ne diyor?
“Yalan! Gaz maz yok! Yargılayacağız…”
Muhalefetin yirmi yıldır çıkarmadığı pis koku kalmadı ama yine de gazı bir türlü bitmek bilmedi…
@kalemciler