İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, AYİDER tarafından düzenlenen ‘İnşaat Zirvesi’nin kapanışında konuştu. İstanbul’un rezerv alanlarıyla milyonlarca nüfusa mesken sahipliği yapacak durumda olduğunu belirten İmamoğlu, “Onun için, ‘Kanal yapalım, kanalın etrafına 2 milyonluk bir kent kuralım…’ Saçmalamanın daniskası. Etraf dostu olmak binadan başlamaz, planlamadan başlar. Atatürk Havalimanı’nı takır tukur yıkarak, ‘Atatürk Havalimanı’na park yapıyorum’ diye ortaya çıkarak, yeşil ceket giymeyle ‘yeşil alancı’ olunmaz” dedi. Atatürk Havalimanı yakınındaki Ayamama Vadisi’ni 1 milyon metrekarelik yeşil alana dönüştürme çalışmalarının sürdüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, Florya Atatürk Kent Ormanı’nın kullanılabilir alanını da 200 bin metrekareden 640 bin metrekareye çıkardıklarına vurgu yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) tarafından düzenlenen “İnşaat Zirvesi”nin kapanış konuşmasını yaptı. İBB, Kadıköy Belediyesi, Kartal Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi’nden bürokratların da katkı sunduğu tepeye emeği geçen herkese teşekkürlerini ileten İmamoğlu, inşaat dalının ana aktörlerinden müteahhitlik mesleğinin hak ettiği düzeyde olmadığına vurgu yaptı. “İBB Lideri olduğumda, ‘Temel bir kısım mevzulara tabanlar oluşturalım, bunları tartışalım, konuşalım’ dediğimde, ne yazık ki birtakım sivil toplum kuruluşları da dahil çok bu türlü mert adımlar atılamadı” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“EKREM İMAMOĞLU’YLA FOTOĞRAF VERMENİN BİR BEDELİ VAR”
“İmarla ilgili olsun, birtakım bölgelere dönük uygulamaları daha hızlandırmaya yol çizen, pratik prosedürlerin oluşturulması sürecinde olsun ne yazık ki ülkemizin siyasi tasaları yüzünden bir ortaya gelmekte, bir ortada olmakta, bir ortada düşünmekte dahi imtina eden bir kısım sivil toplum kuruluşları ve onların yöneticileri olmadı değil. Bunun açıkça altını çizelim. Yani bir ortaya gelirsek, fotoğraf verirsek sanki ne olur? Ekrem İmamoğlu’yla fotoğraf vermenin bir bedeli var diye düşünüyorum İstanbul’da ve Türkiye’de ne yazık ki. Fakat halkı kazandıran bir bedeli var. Aslında çok sağlıklı meslek ömrüne bakan müteahhit dostlarımıza da buradan söz edeyim: Aslında onlara da kazandıran bir insan burada var.”
“CİDDİ MANADA ŞEHİRCİLİK MESELEMİZ VAR”
İstanbul’un ilçelerinin tamamına yakınının imar planlarını İBB Meclisi’nden geçirdikleri bilgisini paylaşan İmamoğlu, “İstanbul’da mimari açıdan meselelerimiz var. Günün öteki hususları ve problemleri var. Lakin bizim önemli manada şehircilik sıkıntımız var. Bırakalım yeşil binaya gelmeyi, daha oraya gelene kadar ne yazık ki berbat binalar, berbat kentler ürettik. Bu kadim ülkeye, bu hoş ülkenin bazen çok hoş coğrafyalarına, tarihine hiç de uygun olmayan kentler ürettik. Bunu itiraf edelim. Hepimiz bir modülü olduk. Ancak siyasi iradeler, fakat teknik beşerler, ancak bizler, sizler üzere üretici kişiler… Bazen müteahhitler bu hususta suçlanır lakin bana nazaran müteahhit son halkası. Oraya gelene kadar, bu halkalar dizilirken çok büyük yanlışlar, çok büyük yanlışlar yapıldı” tespitlerinde bulundu.
“İSTANBUL 19 MİLYONA HİZMET VERİYOR”
Kendi meslek hayatında 1999 sarsıntının “milat” olduğunun altını çizen İmamoğlu, “İstanbul, şu anda yaklaşık 19 milyonun üzerinde beşere su veriyor. İçme suyundan yola çıkarak bunu söylüyorum. Zira ne yazık ki ülkemizde sağlıklı, inandırıcı, mülteci sayısını bize verebilen devlet kurumumuz yok. Kimi geliyor, ‘550 bin mültecimiz var diyor. Herkes buna kah kah gülüyor. Söyleyenin arkadaşları da inanmıyor. Ben gerçekçi sayıyı vereyim size. Bu kent, 19 milyonun üzerinde beşere konut sahipliği yapıyor. Böylesi bir nüfusu şu anda iskan edebiliyor bu şehir” dedi. “İstanbul çok konut yaparak memnun olacak bir kent değil” diyen İmamoğlu, “İstanbul’un kaliteli işler yaparak, kaliteli binalar yaparak ve de dünyanın şu an konuştuğu yeşil binalar, etraf dostu binalar yaparak dünyada ismini konuşturan bir kent olma mecburiyeti var” tabirlerini kullandı. Son vakitlerde gündemden düşmeyen Atatürk Havalimanı’ndaki pist kırma çalışmalarına değinen İmamoğlu, şu sözleri kullandı:
“Günün sonunda bugün İstanbul, rezerv alanlarıyla sahiden ne yazık ki ve milyonlarca nüfusa hala mesken sahipliği yapacak bir durumda. Onun için, ‘Kanal yapalım, kanalın etrafına 2 milyonluk bir kent kuralım…’ Saçmalamanın daniskası. Etraf dostu olmak binadan başlamaz, planlamadan başlar. Binaları nereye yapacaksınız? Nasıl bir etrafla kurgulayacaksınız? Ne yapacaksınız? Buradan başlar. Yani Atatürk Havalimanı’nı takır tukur yıkarak, ‘Atatürk Havalimanı’na park yapıyorum’ diye ortaya çıkarak, yeşil ceket giymeyle ‘yeşil alancı’ olunmaz.”
“YAZIMA KARŞILIK ALAMADIM”
Atatürk Havalimanı yakınındaki Ayamama Vadisi’ni 1 milyon metrekarelik yeşil alana dönüştürme çalışmalarının sürdüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, Florya Atatürk Kent Ormanı’nın kullanılabilir alanını da 200 bin metrekareden 640 bin metrekareye çıkardıklarına vurgu yaptı. Örnek verdiği alanların, millet bahçesine dönüştürüleceği argüman edilen Atatürk Havalimanı’nın iki yanına denk düştüğünü aktaran İmamoğlu, “25 yıldır oraya bakıyordunuz. Bakın ben, teklifte de bulundum. ‘Bize verin’ diye yazı yazdırttım, yanıt bile alamadım. Atatürk Havalimanı’nın çabucak kuzeyinde, şu an beton bloklar vardır orada. Geçerken görürsünüz. Bir metro inşaatının deposu. Orası, tam 650 bin metrekare bir alandır. Bir milyon metreye de uzayabilir üste hakikat. Ki onun çabucak kıyısından Ayamama Vadisi’nden İkitelli Organize’ye kadar yeşil alan yapacağız” formunda konuştu.
“BİR KENTİ GELECEĞİ TASARLAYARAK YÖNETEBİLİRSİNİZ”
Kente ortak akıl masasından bakılması gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bir kentin geleceğini oradan tasarlarsınız. Ve işte fakat o vakit bir kent 250 kilometre süratle duvara toslamaz. Bir kenti bu türlü yönetebilirsiniz; geleceği tasarlayarak. Yoksa akşamdan sabaha 2 milyar 300 milyon liraya bir ihale yap. On tane eskavatörü oraya yolla, kırk tane de kamyonu yolla, efendime söyleyeyim ‘Yeşil alan yapacağım!’ Bu kentin 16 milyon insanı var. Çok üstün zekalı insanları var. Kent plancısı, mimarı, mühendisi, etraf mühendisi… Bu insanların meslek odaları var. Otur vatandaşla tanış, konuş. Kentin göbeğinde 11 milyon metrekarelik bir alanı ne yapacağız? Tartış. Millete değer verseniz, o vakit yanlışsız yolu bulursunuz. Lakin bu akıl bize yanlışsız yolu göstermez. Vallahi göstermez. Zira niye biliyor musunuz? Ben, çıkıp şu kürsüden sizlere desem ki, ‘Ben akıllıyım ve ben her şeyi bilirim.’ Bir kez burada bulunan her birinize, dünyanın en büyük hakaretini etmiş olurum. Ben ne diyorum biliyor musunuz? En az benim kadar ve doğruyu bilen 16 milyon hemşehrim var benim. Ben onlarla konuşurum, ben onlarla buluşurum, onlarla tartışırım ve onlarla karar veririm. O karar bana kesinlikle yanlışsız yolu gösterir. Asla yanlışı göstermez. Bunun ismi ne biliyor musunuz? Hepimizin bu türlü sarıldığı demokrasi. Otokrasi değil, demokrasi. Bunun ismi demokrasi. Ben size demokrasiyi vaat ediyorum mesleğinizle ilgili de.”
“HER MEVZUYU BEN BİLİRİM DİYENE İNANMAYIN”
“Şehirlerimizi çok hoş bir sürece kavuşturmak zorundayız” diyen İmamoğlu, “Çünkü çocuklarımız ve torunlarımız çok zeki; çok kötü yaparlar bizi. Çok üzücü hesap sorarlar bizden. Onun için lütfen, kentlerimize dair her konuda, her hususta önlem almayla ilgili lütfen başta kendinize itimadın. Ve sonra bu ülkenin değerli bilim beşerlerine, teknik beşerlerine itimadın; gerisi kolay. Fakat asla karşınıza çıkıp, ‘Her mevzuda bana inancın, ben bilirim’ diyene asla güvenmeyin” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı