İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, EGEV Liderler Heyeti toplantısında Buca Metrosu ile ilgili bilgi verdi. Soyer, “İzmirliler için çok büyük bir fırsat manasına gelen bu ihale sürecini adeta karalamak için inanılmaz bir efor harcandığını görüyoruz. Bu son derece üzücü lakin hiç tasanız olmasın. Buca Metrosu vaktinde bitirilecek” dedi.
Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Liderler Şurası toplantısı, bu kere de Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin (EGİAD) mesken sahipliğinde yapıldı. Çevrimiçi toplantıya, İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer de katıldı. Lider Tunç Soyer, Buca Metrosu’nun ihalesine yönelik itiraza dair bir sefer daha ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Buca Metrosu’nun hükümet tarafından yatırım programına alınan, uzun yıllardır hayali kurulan bir proje olduğunu tabir eden Lider Soyer, bu çalışmayı hayata geçirmek için milletlerarası dört finans kuruluşu ile bir konsorsiyum oluşturduklarını anımsattı.
“Firma ihale dışında tutuldu”
Tüm süreçler tamamlandıktan sonra ihaleye çıkıldığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, “Bu ihale Kamu İhale Kanunu’na tabi değil. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından yönetilen EBRD Satın Alma Siyasetleri ve Kuralları’na (PP&R) tabi. Biz memleketler arası bir ihale sisteminin kurallarına nazaran hareket ediyoruz. 8 firma teklif verdi. Firmalar 9 milyar 600 milyon ile 3 milyar 300 milyon lira ortasında değişen teklifler sundu. İhale kurulumuz en düşük teklif veren iki firmanın, bu fiyatları nasıl verdiğini açıklamalarını istedi. Her iki firma fiyat teklifleri ile ilgili açıklama evrakı gönderdi. İhale komitemiz bunlardan en düşük teklif veren firmaya yönelttiği sorulara aldığı karşılıkları birebir vakitte Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na gönderdi. Banka da bağımsız denetmen atayarak ayrıyeten bir kıymetlendirme sürecine girdi. Bağımsız denetmen kararın banka kurallarına nazaran yapılıp yapılmadığını denetledi. İhale komitesi teklifin kıymetlendirme dışında kalmasına karar verdi. Banka da süreci onayladı” dedi.
“Mahkeme ihaleyi iptal etmedi”
Bu karar sonrası firmanın EBRD’ye itiraz ettiğini birebir vakitte İzmir 4. Yönetim Mahkemesi’nde de ihalenin iptali için dava açtığını hatırlayan Tunç Soyer, şunları söyledi: “Bu süreç başladığı anda EBRD, mahkemenin kararından bağımsız bir biçimde, ihalenin onaylandığını ve bu kararın kesin olduğunu duyurdu. Yönetim Mahkemesi ise yaptığı değerlendirmede, ihalenin aslına dair bir karar vermedi. İhalenin EBRD mevzuatına uygun yapıldığını kıymetlendirdi. Yalnızca verilen karara düzeltici süreç yapılmasına karar vererek, ihale dışında kalan firmanın ikinci kere sorgulanmasını istedi. İhalenin iptali diye bir durum kelam konusu değil”.
“EBRD ihale ve verilen kararı onayladı”
4. Yönetim Mahkemesi’nin bu kararında iki münasebet ileri sürdüğünü belirten Soyer, “Bizim savımız ise bunların hukuka uygun olmadığı tarafında. Biz, Yönetim Mahkemesi’nin bu kararına destek olan iki düzenleyici sürecin zati yapılmakta olduğunu ve bunun bir iptal münasebeti olamayacağı savı ile Danıştay’a temyiz talebinde bulunduk. Ve talebimiz kıymetlendirme safhasında. Yapılan tespitler şunu gösteriyor ki; bu 380 milyon lira fiyatındaki çok düşük sayıların imalat sırasında işin vaktinde bitirilemeyeceğine dair. Bu işin hem de bu öngörülen fiyatlarla bitirilemeyeceğine dair. Hangi vakitte ve hangi sayılarla bitirebileceğinin bilinemezliği nedeniyle kuşkuların ortadan kalkmaması münasebet gösterilerek kıymetlendirme dışı tutuldu” dedi.
Danıştay’ın yapacağı değerlendirmenin, ihalenin temeli ile ilgili bir kıymetlendirme olmayacağını tabir eden İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, “Yani konsorsiyumla yönetimimiz ortasında yapılan muahede gereği seçilen mevzuat, EBRD Satın Alma Siyasetleri ve Kuralları’na uygun olarak yönetilen ihale sistemidir. Kamu ihale mevzuatı olmadığı için bu çerçevede bir kıymetlendirme yapılması mümkün değil” diye konuştu.
“Telafisi güç yahut imkansız müddet kayıplarına neden olmasın”
Lider Soyer, “İdarenin, EBRD Satın Alma Siyasetleri ve Kuralları’na nazaran varsa bir eksiği, kusuru, Danıştay da bunu tespit etmekle yükümlü. Bizim Danıştay’ın vereceği karar onama olursa, o düzeltici süreçleri yerine getirme üzere bir yükümlülüğümüz var ki biz onları yerine getirdiğimizi söylüyoruz. Şayet iptal ederse de diğer bir idari süreç tesisine gerek kalmadan, metro ihalesi kaldığı yerden devam ediyor olacak. Yaklaşık 3 ay içerisinde davanın sonuçlanmasını bekliyoruz. Diliyoruz ki Danıştay da çok süratli bir halde bu değerlendirmeyi yapsın. Hem EBRD hem İzmir halkı açısından telafisi sıkıntı yahut imkansız mühlet kayıplarına neden olmasın. İhalenin iptaline dair bir karar kelam konusu değil. İhale geçerliliğini koruyor. Ortadaki fahiş fiyat farkı bizim çok daha ağır maliyetlerle karşılaşmamıza yol açacak bir fark olduğu için reddedildi. Ve yönetim ile EBRD’yi ikna edecek dokümanlar, bilgiler sunulmadı. EBRD, ihaleyi denetleme yetkisine sahip” dedi.
“Verimli bir proje”
İhaleyi alan firmanın şu anda Üçkuyular- Narlıdere Metrosunun imalatını yapan Gülermak firması olduğunu da hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, “Bu firma ehliyetini ispat etmiş, bugün yüzde 88 düzeyinde imalatını takviminde ve öngörülen fiyatlarla yürütmeyi başarmış bir firma. Ekipmanı, işçisi, araç ve gereciyle süratli bir formda burayı tamamlayarak Buca’ya aktarabilecek lojistik imkanlara sahip. 1440 gün içinde imalatı tamamlanması öngörülen Buca Metrosu, tahminen de tarihin en verimli metro sınırlarından biri olacak. Bunu yalnızca Türkiye için söylemiyorum. Olağanda 13,5 kilometrelik bir metro sınırının maliyetini geri ödeme müddeti 25-30 yıla çıkıyor. Dünyanın her yerinde bu türlü. Lakin bizde çok sıkışık bir güzergahta tahlil getirmesi nedeniyle İzmir’in en kalabalık ilçesi, trafik yoğunluğunun en çok yaşandığı bir ilçe. Günde 400 bin kişiyi taşımayı öngörüyoruz. Yaptığımız fizibilite hesaplarına nazaran 13 yıl içerisinde amortismanı sağlanmış olacak. 4 yıl ödemesiz, 12 yıl vadeli bir finansman kaynağı. 4 yıl içerisinde inşaat tamamlandığında, işletme gelirleri elde edilmeye başlandığında o finansmanın da geri ödemesi başlamış olacak. Büyükşehir Belediyesi’nin cebinden para çıkmayacak. Ulaşım konforu da artacak. En verimli projelerden biri” diye konuştu.
“Bütün süreçler titizlikle yürütüldü”
Yaşanan sürecin ve koparılan fırtınanın çok üzücü, çok şanssız olduğunu söyleyen Tunç Soyer, kelamlarını şöyle sürdürdü: “İzmirliler için çok büyük bir fırsat manasına gelen, çok büyük bir avantaj manasına gelen bu ihale sürecini adeta lekelemek, karalamak için harika bir efor harcandığını görüyoruz. Ve bu son derece üzücü. Harikulade titiz bir çalışma sürecinden sonra, Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu bu ekonomik krize karşın 3.20 vaizle, 4 yıl ödemesiz 12 yıl vadeli 490 milyon Euro’luk bir finansman kaynağının yaratılmış olması bile başlı başına takdir edilmesi, övünülmesi gereken bir nokta. Her İzmirlinin bununla övünmesini, iftihar etmesini diliyorum. Zira bu bir gerçek. Burada rastgele bir manipülasyon kelam konusu değil. Kaldı ki bırakın 500 milyonu 5 liralık bir usulsüzlük kelam konusu olsa bu memleketin savcıları, isimli kurumları bunun hesabını çok açık bir biçimde sorarlar. Lakin hiç telaşınız olmasın. Bütün bu süreçler büyük bir şeffaflıkla, büyük bir titizlikle sürdürüldü. Yalnızca bizim ihale kurulumuz değil memleketler arası bağımsız denetmenlerin de denetiminde ve kontrolünde sürdü. O nedenle hem vicdanımız çok rahat hem alnımız açık hem de gurur duyuyoruz. Hiç kimsenin tasası olmasın, vaktinde bitirilecek. Ve İzmir yesyeni, çok konforlu metro çizgisine kavuşmuş olacak.”
“Bedelsiz olarak bize tahsisi talebimizdir”
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, Alsancak’ta bulunan Tarihi Elektrik fabrikasına yönelik de değerlendirmelerde bulundu. Fabrika için açılan ihaleyi, belediye şirketi Grand Plaza’nın 35 milyon lira bedelle kazandığını hatırlatarak, “Şirketin paylarının birçoklarının kamu kurumu payı olması nedeniyle ihale iptal edildi. O günden beridir bu yapıyla ilgili yeni bir ihale iradesi ortaya konmadığı için bina çürümeye, yıpranmaya devam ediyor. Bununla ilgili birçok defa de yazışma yaptık. Bedelsiz olarak bize tahsisi talebimizdir. Bunu yapmadıkları takdirde yine ihaleye çıkılması da taleplerimiz ortasında. Zira bu bina İzmir’in hafızasında yer alan sembol binalardan biridir ve çürüyüp, yok olup gitmesine razı değiliz. O nedenle de bunun yetkili makamlar tarafından değerlendirilmesini, belediyemizin de girebileceği bir ihalenin tekrar yapılmasını dilek ediyoruz. Şayet tarafımıza devredilmeyecekse hiç olmazsa yine ihaleye çıkılsın istiyoruz. O binayı korumak, yine İzmirlilerin kullanımına açmak belediye olarak bizim sorumluluğumuzdur. Zira zati imar durumu gereği diğer bir ticari faaliyette kullanılmasına imkan yok. Toplumsal ve kültürel maksatlı kullanılabilir. Kamu olarak işletilmesi gereken bir binanın tekrar mülkiyetinin bir kamu yönetimi tarafından edinilmesi son derece doğal” dedi.
“Elektrik fabrikasında Büyükşehir’in yanındayız”
İzmir Ticaret Odası Lideri Mahmut Özgener de Lider Soyer’in Elektrik Fabrikası’nın ihale sürecinde değerli rol aldığını belirterek, “İhalenin iptal edilmesini hakikat bulmuyorum. O bölge İzmir için çok bedelli. Bir daha ihaleye çıkma sürecinde, dayanağa muhtaçlık olursa İzmir Ticaret Odası olarak her vakit Elektrik Fabrikası’nın İzmir’e kazandırılması istikametinde misyona hazırız. Oda olarak yatırım yapmamız gerekiyorsa, onda da bütçemizin öngördüğü alanda hazırız. Elektrik Fabrikası’nın kamunun yapacağı bir proje ile İzmir’e kazandırılmasını biz çok önemsiyoruz. Bu mevzuda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yanındayız” diye konuştu.
EGEV İdare Şurası Lideri Mehmet Ali Susam ise İzmir’in kazanımlarına sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti.
Hibya Haber Ajansı